Savaş için barış mı barış için savaş mı?

Afrin harekâtı sonrası aralarında gazetecilerin, siyasilerin ve sanatçıların olduğu bir grup “Savaşa hayır” bildirisi yayınladılar.

İzliyorsunuzdur, onlar gibi düşünmeyenler de karşı bildiriler yayınlıyorlar... İmzacıları eleştiriyorlar...

Ne var ki demokrasinin nimetlerinden yararlanıp ilk taşı atanlar istiyorlar ki, kendilerine “gık” bile denilmesin...

Laflarının üstüne laf edilmesin...

Yok öyle yağma! Herkes aynı şeyi düşünmek, siyaseten doğruculuk kalıplarına biat etmek zorunda değil.

Dün de imzacılardan Ufuk Uras kendilerine gelen eleştirilerden sosyal medyada şöyle yakınıyordu:

“Türkiye’de ilginç bir insan tipi var. Barış sürecine karşı, savaşa da karşı. Her şeye karşı, ama neden yana belli değil.”

Ufuk Hocam, samimiyetini ve iyi niyetini bildiğim için diğerlerine değil sana soruyorum...

Sen neden yanasın?

=ira hedefine ulaşma amacıyla savaş için kurulan, örgütlenen üstelik bunu hiç inkâr etmeyen bir yapıyı engellemek için, uluslararası hukuka dayanarak yapılan askeri bir operasyona karşı çıkarak barışçı mı oluyorsun?

Bu durumda barışı savaş için isteyenlerin safına düşmüş olmuyor musun? Yoksa iş yine “bir mahalle etkinliğine” iştirakten mi ibaret?

Tamam, kendimden biliyorum, mahalle baskısına direnmek zordur...

Ama yine de vardır bir izahın. Olması lazım.