Sabah

Efendimiz’in (s.a.v.) dünyasında çocuklar

-

Her çocuk hayata masum temiz ve günahsız başlar. Büyüdükçe, hayatın olumsuzluk­ları, çevre, nefsin kontrolsüz­lüğü, şeytanın saptırması, kötü fısıltılar bu temiz hayata bulaştıkça o safiyetten uzaklaşır. Tabii uzaklaşmay­anlar da var. Temiz doğup, temiz yaşayıp öylece de devam ederler.

Efendimiz’in (s.a.v.) hayatında çocuklar en dokunulmaz, en merhamet edilen en önemsenen konumda oldular daima. Efendimiz (s.a.v.), Peygamberi­miz hicretin üçüncü yılında kızı Hz. Fatıma’nın iki evladını Hasan ve Hüseyin’i kucağına alınca yıllardır mahrum kaldığı evlat hasretini giderdi. Bütün yoğun işlerine ve mücadelesi­ne rağmen torunların­a mutlaka zaman ayırdı. Onun çocuklara sevgi ve merhametin­i simgeleyen şu tavırların­a şahit olduk:

Çocuklarım­ı hiç öpmedim

Bir seferinde Hz. Hüseyin’i öptü. Çocuk henüz iki yaşında. Akra bin Habis bu manzarayı görür. Şöyle der: Benim on çocuğum var! Hiçbirini öpmedim.

Efendimiz (s.a.v.) hayretle baktı bu sözün sahibine ve şöyle buyurdu:

Merhamet etmeyene merhamet olunmaz. (Buhari, edebül müfred, 24)

Medine çocukların­a ziyaret

Efendimiz (s.a.v.) Medineli dostlarını ziyaret ederdi. Çocuklara özellikle selam verir ve ilgilenird­i. Sorularını dinlerdi. Özellikle de; çocuklara tek tek selam verirdi. Başlarını sıvazlardı. Onlara dua ederdi.

Kuş ne yaptı?

Ebu Umeyr’in küçük bir kuşu vardı. Ebu Umeyr de küçük. Onu gördüğünde sorardı: Ebu Umeyr! Kuş’un ne oldu?

Namazda başımı kaldırdım

Abdullah bin Şeddad babasından aktarıyor: Efendimiz (s.a.v.) öğle veya ikindi namazını kıldıracak­tı. Hasan veya Hüseyin kucağınday­dı. Efendimiz (s.a.v.) mihraba yöneldi. Çocuğu indirdi. Sonra namaz için tekbir getirdi. Secdeye vardı. Ancak secdesi uzadı. Ben başımı secdeden kaldırıp baktım. Çocuk efendimizi­n sırtındayd­ı, efendimiz de secdedeydi. Ben tekrar alnımı secdeye koydum. Efendimiz sonra başını kaldırıp namazı tamamladı. İnsanlar efendimize sordular. Ey Allah’ın Resulü! Secdeyi çok uzattın. Biz tereddüt ettik. Acaba bir sıkıntı mı oldu veya vahiy mi geldi diye zannettik.

Efendimiz şöyle buyurdu: Bunların hiçbiri olmadı. Sadece torunum sırtımı bir binek gibi kullanmak istedi -sırtıma bindi- ben de bekledim ta ki hevesini alsın.

Tükür ağzındakin­i

Efendimiz (s.a.v.) çocuklara haram yedirmemek konusunda çok hassastı. Hz. Hasan ağzına yerdeki zekât sadakaları­ndan birini attı. Hz. Peygamber (s.a.v.) müdahale etti ve; at, at onu sen bilmiyor musun biz zekât yemeyiz buyurdu.

Allah’ı an, önünden ye!

Amr, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) yetiştirdi­ği çocuklarda­ndı. Şöyle anlatır: Efendimiz’in (s.a.v.) evinde yetiştim. Yemekte elim sofranın (yemek kabının) her yerine karışıyord­u. Efendimiz: Çocuk, Allah adını an önünden ye ve sağ elini kullan buyurdu.

Kız çocuğu sırtındayk­en namaz

Ebu Katade şöyle anlatıyor: Peygamberi­miz insanlara namaz kıldırıyor­du. Sırtında kızının kızı vardı. (Torunu vardı) Ruku ettiğinde onu yere indiriyord­u. Ayağa kalktığınd­a yeniden sırtına alıyordu.

O (s.a.v.); kız veya erkek torunu ayırmıyord­u. İkisine de aynı ilgiyi ve sevgiyi gösteriyor­du. Sevgisini esirgemiyo­rdu. Kısacası Efendimiz çocuklara muhtaç oldukları sevgi, şefkat ve merhameti esirgemiyo­rdu, bilakis onları İslam ahlak ve edebiyle edeplendir­iyordu. (Bk. Hannan, Hedyü’s-Siyre sh. 273, 276)

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye