)aUaMaS [inDiSi
gece tempolu ve karşılıklı ataklarla, topun sürekli sahanın bütününe yayıldığı bir ilk yarı izledik. Galatasaray’ın ofansif girişimlerinin odak noktası beklerin de katkıları ile kanat atakları idi. Buradan gelecek ortalarda Eren ve Feghouli’nin yanısıra orta sahadan araya kaçacak sürpriz isimlerle pozisyonlar bulmaktı hedef. Latovlevici hem karşısındaki tehlikeli sprinter Serdar’ı kontrol ediyor, mümkün olduğunca da sol kulvarı hücumda kullanmaya çalışıyordu. Sağ kulvarda ise Mariano alışılmış aksiyonlarını sergileyemiyordu. Önündeki Rodrigues iki kere sağdan sıfıra indi, önce Tolga’ya sonra Feghouli’ye al da at dedi. Ama ikisi de zoru başardılar.
Osmanlıspor ilk devre geride kazandığı her toptan sonra prese takılmayıp öne çıkabilince, ilerde Aminu ve Serdar gibi sprinterlerini pozislyona sokabilecek elverişli ortamı da yakaladı. Ama bu tehlikeli girişimlerinden sonuç elde edemediler. Devre sonuna doğru Eren’in kafa ile yaptığı asistle de Galatasaray kritik anda skor avantajını ele geçirdi.
İkinci yarıya başlarken bana göre Fatih Terim yanlış bir değişiklik yaptı. Sezon başında da gündeme geldiği için bir kaç kere vurgulamıştım: Fernando olmadığı zaman ön liberodaki birinci alternatif Selçuk’tur. Selçuk’un çıkmasıyla orta sahada Feghouli ve Belhanda’nın defansif yönleri yeterli olmadığı için bu bölgede oluşan boşluktan Osmanlıspor bayağı ciddi tehlikeler yaratsa da bunları değerlendiremedi. Özellikle de Tortol inanılmaz bir gol kaçırdı. Ondan sonra tam Galatasaray için işler kötü gidip Osmanlıspor da oyunun kontrolunu elinde tutarken İrfan Buz’un büyük hatası geldi.
Oyunun iki yönünü de oynayabilen başarılı orta saha Mehmet’i çıkartıp, Cikallasehi’yi alıp forveti fazlalaştırınca bütün saha içi dengeleri tekrar Galatasaraya geçti. Ve bu sefer inanılmaz golleri Galatasaray kaçırmaya başladı; sonunda da Gomis ile ikinci golü buldular. Sonuçta da önemli bir üç puan alındı ve Fatih Terim 3’te 3 yaptı. Üstelik de bazı önemli eksiklere rağmen. Ama Galatasaray’ın tecrübeli teknik patronu Fatih Terim’in de bir özelliği var: Oynamayan oyuncuları kazanması gibi. En canlı örnek de Eren...
Fatih Terim’in önemli bir özelliği var: Oynamayan futbolcularını kazanması gibi...