Özel haber neden önemli?
İ ki haftadır sürdürdüğümüz ‘özgün haber’ tartışmasının bir amacı var: İnsanlara gazete almak, okumak için bir sebep sunmak.
Bunun da yolu ‘başka yerde bulunmayan’, her bakımdan ‘özel’ olan haberlerin, yazıların, dosyaların, analizlerin sayısını artırmaktan geçiyor.
Rutin haberlere imza atarak, sosyal medyadan derlenen bilgilerin sağını solunu toparlayarak, basın bültenlerine takla attırarak, emniyetten, avukatlardan ya da adliye kalemlerinden elde edilen dosyalara iddialı başlıklar atarak bunu sağlamak mümkün değil.
Günümüzde medya kendisinde iki kez yıkanamayacağınız coşkun bir ırmak gibi akıyor. Akşamdan hazırlanıp sabah okunan, günde bir kez yayımlanan gazetelerde artık ‘şu oldu, bu oldu’, ‘şunu dedi, bunu dedi’, ‘şu geldi, bu gitti’ gazeteciliğinin bir anlamı yok.
İnsanların sizi takip etmeye devam etmesi için toplumun gündemi ile gazetelerin gündeminin örtüşmesi gerekiyor. Elbette bu gündem sadece siyasetten ibaret değil. Polisadliye haberlerinden ibaret değil. Hastane-doktor haberlerinden ibaret değil. Okul haberlerinden ibaret değil. Şirket haberlerinden ibaret değil. Futbol kulübü haberlerinden ibaret değil. Filmlerden, dizilerden ibaret değil. Cemiyet hayatı haberlerinden ibaret değil. Magazin figürlerinden ibaret değil.
Hayat bütün boyutlarıyla akıp gidiyor gözlerimizin önünde ama acaba biz bunun ne kadar farkındayız, bütün mesele bu.
Uçmak istiyorsak birkaç konuya sıkışıp kalmamalıyız, kanatlarımızı olabildiğince geniş açmalıyız; işte bütün mesele bu.
Artık alışkanlıklarımızı değiştirmemiz gerekiyor. Sadece alışkanlıklarımızı değil üslubumuzu da. Değiştirmezsek insanların gazete okumak için bir nedeni kalmayacak. Yani toplumun bize ihtiyacı ve talebi kalmayacak.
Amacımız sayfaları doldurmak olmamalı. Daha rafine, daha ciddi, daha etraflı, daha derinlemesine araştırmalar yapmalıyız. Bunları daha ilgi çekici bir üslupla anlatmalıyız. Üslup önemli. Hikâye etmeyi bilmek önemli, çünkü ancak bu yolla ayrılabilirsiniz benzerlerinizden.
Meselelerimizi çoğaltmalıyız. Görünenin ötesine geçmeyi başarmalıyız.
Sözün özü: Ölmek istemiyorsak haberi ve haberciliği yeniden inşa etmemiz gerekiyor.