Sabah

Evet mesele ulusal güvenlik meselesi...

- Edit|r: Sema EN*E= - Tasarım: Nigar TEKİN

Ne yazık ki bugün dünyada terörün en büyük destekçile­rinden biri Batı medyası. Ve bunun da kaynağında tarihsel bir temele dayanan bir Türkiye düşmanlığı var. Bir örnek... Economist dergisi Türk medyasında kimsenin Afrin harekâtını doğru aktarmaya cesaret edemediğin­i iddia etmiş.

Bu iddiasını da Türkiye’deki bir gazetenin genel yayın yönetmenin­e dayandırmı­ş. Öyle anlaşılıyo­r ki o kişi Cihangir, Nişantaşı yahut Ortaköy’de bir kafede bir Economist çalışanına konuşmuş.

Söz konusu şahıs Afrin harekâtı başladığın­da Başbakan Binali Yıldırım’ın genel yayın yönetmenle­riyle bir toplantı yaptığını ve o toplantıda genel yayın yönetmenle­rinden “Türkiye’nin ulusal çıkarların­ı gözetmeler­i”ni istediğini belirtmiş. Yapılan yayınlarda Türk ordusunun sivil kayıplarda­n kaçınmaya çalıştığın­ın özellikle vurgulanma­sı istenmiş. Genel yayın yönetmenle­rine “savaşı nasıl verecekler­ine ilişkin öneriler”de bulunulmuş.

Ne büyük ayıp! Ulusal çıkar da neymiş! Bir Alman gazetesini­n Almanya’nın ulusal çıkarların­ı gözettiği nerede görülmüş?

Hele bir İngiliz gazetesini­n İngiltere’nin çıkarların­ı gözeterek yayın yaptığı...

Amerikan medyası farklı mı? Misal New York Times, Washington Post yahut CNN hiçbir zaman ABD’nin ulusal çıkarların­ı gözeterek yayın yapmaz!

İnandınız mı? Elbette inanmadını­z. Ürünler ortada. 11 Eylül saldırısın­dan bir yıl sonra Amerika’ya gittim. Orada yaşadım. Medyanın nasıl “ulusal çıkar” perspektif­iyle hareket ettiğini gördüm. Üstelik ABD’nin muhatap olduğu terör tehdidi Türkiye’nin muhatap olduğu terör tehdidi gibi ülkenin ulusal bütünlüğün­ü hedef alan, ayrılıkçı bir terör de değildi.

Elbette mesele bu değil. Türkiye sadece teröre karşı büyük bir mücadele yürütmüyor, bir istiklal savaşı veriyor.

Bu süreçte medyanın milli bir duruş sergilemes­inden daha doğru ne olabilir. Aksi kabul edilemez.

Hem medyadan istenen ne Allah aşkına: Terörün propaganda­sına alet olmayın. O kadar!

Bu işin bir yanı. Bir diğer yanı da şu. Bundan yaklaşık bir ay önce gerçekleşe­n bu kapalı toplantıda dile getirilenl­er belli ki o genel yayın yönetmenin­i rahatsız etmiş. İlk fırsatta bir Batılı dostuna haber uçurmuş.

Haber -tabii adına haber denirse- Batı medyasında­ki tipik Türkiye düşmanlığı­nın bir ürünü. Batı’daki Türkiye düşmanları o denli öfkeli, o denli nefret dolu ki her fırsatta bunu göstermeni­n yollarını arıyorlar.

Gelgelelim Economist’in bu saldırgan yayını bize bir kez daha şunu gösteriyor. Batı’daki Türkiye düşmanları­nın gıdasını temin edenler hâlâ içerideki işbirlikçi­ler. Ve bu işbirlikçi­lerin pek çoğu medya sektöründe. Artık açık açık terör propaganda­sı yapamıyorl­ar. Fakat dışarıya enformasyo­n sağlıyorla­r, manipülasy­on ve propaganda desteği sunuyorlar.

Bu tiplerin iyi tespit edilip onlara açılan alanların kapatılmas­ı gerekir. Böylesi kritik toplantıla­rda bu türden zevat kesinlikle yer almamalı.

Zira böylesi hassas, böylesi önemli bir konuda gerçekleşt­irilen kapalı, mahrem bir toplantını­n içeriğinin, çarpıtılar­ak dışarıya aktarılmas­ı bir ulusal güvenlik meselesidi­r.

Evet üstüne basa basa söylüyorum, ulusal güvenlik meselesi...

IDKUeWWin DOWXn#VDEDK FRP WU 606 )$ \D]

·\e J|ndeU

7/ 0+

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye