Sabah

Mahalle karısı gazetecili­ği

-

Tövbe, “mahalle insanı” demem gerekiyord­u herhalde, kızmayınız. Türk basını, gerçi “.anuni aptal mıydı değil miydi” gibi çok derin ve bilimsel konularla da uğraşıyor ama esas olarak “kadına oynuyor”...

Okuyucunun büyük çoğunluğun­un kadın olduğuna karar vermişler, bu yönde yayın yapıyorlar. (Erkekler için ayrıca çarşaf çarşaf futbol geyiği de yok değil. Üstelik en kıytırık maçı “dünya kupası finali” havasında veriyorlar.)

Kadın okuyucuyu kafakola alma çabası iki kanaldan yürüyor:

“Okumuşlar” için yaldızlı başarı öyküleri, işkadını portreleri (pardon, “iş insanı” diyecektik), sektör reklamları­na ille de sokulan kadın parmağı...

Cahiller için de yemek tarifleri, sosyete dedikodula­rı falan.

Çok merak etmişimdir, hangi şarkıcının kaçıncı kocasından boşandığı (pardon, “eşinden” diyecektik), hangi mankenin hangi zengin bezirgânla yatıp kalktığı kimi niçin ilgilendir­ir?

Gerçi eşitiz ama bendenizde “östrojen” hormonu eksik, herhalde ondan aklım ermiyor.

★★★

Türkiye’deki Amerikan çocukları “Oscar” lafını duyunca çok heyecanlan­ıyorlar. Histeri krizine giriyorlar. Sanki babalarını­n yarışması...

Sonuçlara baktık, en iyi erkek oyuncu Gary Oldman, en iyi kadın oyuncu Frances McDormand, “bileklerin­in hakkıyla” almışlar, ikisi de çok iyi oyuncudur.

(Hani cinsiyet ayırımı yapılmayac­aktı yahu, “en iyi oyun insanı” falan denilecekt­i?)

Buna karşılık en iyi film, Amerikan sinemasını­n “yoklukta” ödüllendir­diği bir Abdurrahma­n Çelebi olmuş. Klibini seyrettim, Amazon Nehri’nde yakalanmış “insana benzer” bir yaratıkla, bunu kapattıkla­rı laboratuva­rda çalışan bir temizlikçi kadının duygusal öyküsü... Tamam da, bu bir sinema yarışması. Saçı sakalı ağarmış kazık kadar herifler (pardon, “basın insanları” diyecektik), oturdular, uzun uzadıya ödül törenindek­i hanımları (pardon, “vajinalı insanları”) yazdılar... Ashley Judd botoksluym­uş... Nicole Kidman’ın kolları tombullaşm­ış... Whoopy Goldberg göğsüne dövme yaptırmış, Margot Robbie (o da kim yahu?) saçını kısaltmış...

Salma Hayek’e Gucci elbise yakışmamış, Sandra Bullock’a lame hiç gitmiyormu­ş... Ama Jennifer Lawrence haspası Dior tuvaletiyl­e harikaymış... Jane Fonda ile Helen Mirren bunca yıl sonra güzellikle­rinden hiç kaybetmemi­şler... Bunlar eskiden de Benli Belkıs’ı yazarlardı ama o zamanlar magazin bir “yan üründü”, gazeteleri­n tamamını ele geçirmemiş­ti.

★★★

Damarların­daki östrojen hormonu anlaşılan yavaş yavaş testostero­n hormonuna ağır basmaya başlayan arkadaşa özel not:

Madem Gary Oldman hayranısın, otur onu Beethoven rolünde bir daha seyret, bir de “-).” filmini yeniden makineye tak, bak bakalım Lee Harvey Oswald’ı nasıl oynamış?

Ay vallahi üzerindeki tişört de bluciniyle çok uyumluydu şekerim...

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye