Sabah

Trump yönetimi bütünleşir­ken...

- Burhanetti­n.duran#sabah.com.tr

Başkan Trump yeni görevden alma ve getirdi.atamalarla gündemde. Dışişleri Bakanı R. Tillerson’ı gönderdi, yerine C,A şefi M. Pompeo’yu atadı.

CIA’in başına, kurum içinden, “işkenceler­e nezaret ettiği” söylenen G. Haspel’i

Beyaz Saray, Ulusal Ekonomik Konseyi’nin direktörlü­ğüne ise “ekonomik milliyetçi” görüşe sahip Larry Kudlow’u koydu.

Kudlow, “güçlü dolara” ve “dinªin sert bir ticari yanıtı hak ettiğine” inanıyor.

Bu atamalarla Trump kabinesini­n “güvenlikçi ve milliyetçi” kompozisyo­nu iyice güçlendi. Siyasetin ve bürokrasin­in dışından gelen Trump’ın deneme-yanılma yöntemi ile ekibini sık değiştirme­si ilk bakışta bir zaaf olarak değerlendi­rilebilir.

Ancak mevcut yönetimin önde gelenleri peş peşe sıraladığı­nızda “siyasi-ideolojik bir bütünlüğün” de ortaya çıktığı söylenebil­ir. Yönetimde asker ağırlığı açık. Trump’ın kendisi askeri lise mezunuyken ‘a takımı’ da generaller­den, askeri eğitimlile­rden oluşuyor: John Kelly, McMaster Mattis ve Pompeo. Tillerson gibi görevden alınacağı konuşulan McMaster bir yana diğerleri “Önce Amerika” sloganına uygun sertlik yanlısı bir takım. Pompeo’nun atanmasıyl­a DışişleriS­avunma-Beyaz Saray arasındaki politika farkları da iyice azaldı.

Yönetim içindeki bütünlüğün güçlenmesi Trump’ın ideolojisi­nin somut politikala­ra dönmesini hızlandıra­bilir.

Gidişat, ABD’nin kendi milli güvenlik ve ekonomik çıkarların­ı daha hoyratça gerçekleşt­ireceği bir yönde seyrediyor.

Aslında ABD’nin arkasında olduğu söylenen “liberal düzeni” sarsmak için on dört ay yetti Trump’a.

Şimdi küresel sorumluluk­larını terk eden Washington’un milliyetçi politikala­rla dünya siyasetine daha derinden etki etme dönemi.

Çin, Rusya ve İran’a karşı yeni politikala­rın sahaya inmesi kaçınılmaz.

Ankara da Tillerson’un gidişinin, Pompeo’nun gelişinin etkilerini tartışmakl­a meşgul. Elbette ilk akla gelen endişe, Tillerson ile Menbiç konusunda varılan uzlaşmanın sıkıntıya girip girmeyeceğ­iyle alakalı.

Nihayet YPG konusunda müzakereni­n kapısı açılmış iken yeni bir türbülansa girmek iki tarafın da aleyhine. Ancak asıl kritik konu, Trump yönetimind­eki iç bütünlüğün artmasının Türk-Amerikan ilişkileri­ne nasıl yansıyacağ­ı. Bu sertlik yanlısı, asker ağırlıklı takımın Suriye, İran ve Rusya politikala­rının Türkiye’ye etkilerini­n ne olacağı.

Pompeo’nun Rusya konusunda Trump’ı daha sert bir pozisyona ikna etmesi durumunda ABD-Rusya gerilimi tırmanabil­ir.

Diğer sorun alanları bir yana Zeytin Dalı Operasyonu sebebiyle bile Washington ve Moskova, Türkiye üzerinden birbirini eleştiriyo­r. Washington, Rusya’nın Afrin konusunda Türkiye’ye yeşil ışık yakarak iki müttefikin arasını açtığı görüşünde.

Moskova da ABD’nin Suriye’nin ve Fırat’ın doğusundak­i eylemlerin­in Türkiye’yi provoke ettiğini düşünüyor.

Nitekim Rus Dışişleri Bakanı /aYroY, ABD’nin YPG’ye güvenli bölge kurma çabasının “cahilce” olduğunu açıkladı.

Trump yönetimind­eki İran karşıtlığı­nın daha da güçlenmesi­yle Ortadoğu’da İsrailSuud-BAE hattının tahkim edilmesi kuvvetle muhtemel. Tel Aviv, Doğu Guta’yı Esed’in ele geçirmesin­in İran’ı Şam’da hakim hale getireceği­ni düşünüyor.

Ve ABD’nin Suriye’ye askeri müdahalesi­ni Esed ile mücadeleye çevirmesin­i istiyor.

Suud-BAE hattı, Tillerson’ın gidişiyle, Katar ve Türkiye karşıtı hamlelerin­e hız verecektir. Kuveyt gibi Körfez ülkeleri SuudBAE’nin daha fazla bloklaşma baskısına muhatap olacak. Pompeo’nun dışişleri bakanı olması Washington’un YPG politikası­nı tutarlı hale getirebili­r. İki senaryo söz konusu. Ya Dışişleri-Beyaz Saray farklılaşm­asına son veren Pompeo, CENTCOM’a destek vererek yeni başlayan YPG uzlaşmasın­ı bitirebili­r.

Ya da dosyalara hakim birisi olarak CENTCOM’u dengeler ve Trump’ın Türkiye’ye verdiği sözleri tutmasına katkı sağlar. Böylece Türkiye ile ABD arasında bölge politikala­rında işbirliği yapma imkanının önü açılır.

 ??  ?? Burhanetti­n DURAN
Burhanetti­n DURAN

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye