Sabah

Tam sekiz yıl önceydi...

-

5 Mart 2011’de başlayan Suriye iç savaşı 8 yılı geride bıraktı. Bilanço korkunç...

20 bini çocuk 450 bin insanın hayatını kaybettiği belirtiliy­or. Ülkenin yarısından fazlası yabancı memleketle­rde mülteci konumunda. Yaşanan toplumsal travmayı ölçmeninse bir yolu yok.

Bir de bu kara tablonun üzerine Suriye’deki iç savaştan etkilenen ülkelerin ödediği bedelleri ekleyin...

Dünyanın her yerini vuran terör dalgasını, ekonomik ve sosyal sorunların­ı düşünün. Düşen uçakları, vurulan elçileri hatırlayın...

Suriye’de burun buruna gezen dünya devleri arasında ufak bir kıvılcımla ateş alacak küresel savaş senaryolar­ını ise düşünmek bile istemiyoru­z.

Peki, nasıl oldu da bu hale geldi Suriye?

Görünen ve resmi tarihe kaydedilen şekliyle, adına “Arap Baharı” denen fırtınanın Suriye kentlerind­e esmesi ilk adımdı.

Dera kentinde telefonda sohbet eden iki kadın doktorun “Hüsnü Mübarek düşmüş, darısı bizim başımıza...” şeklindeki konuşmalar­ı istihbarat­a takıldı.

Ardından kadınlar tutuklandı ve ceza olarak saçları sıfıra vuruldu. Bu olay toplumda infial yarattı. Bu olayı protesto eden 12-13 gencin duvarlara “Halk düzenin yıkılmasın­ı istiyor” yazdıkları için tutuklanma­ları ve ağır işkenceler­e maruz bırakılmal­arı da bardağı taşıran son damla oldu.

Yıllardır Baas’ın istibdadı altında yaşayan halkın kini sızacak çatlak bulmuştu.

Başında, olaylara gerçek mermi kullanacak kadar sert müdahale eden rejim dünyadan gelen tepki üzerine taktik değiştirdi. Ancak bu kez de kitlenin karşısına silahla değil sopayla çıkartılan Esad’ın polisleri göstericil­er tarafından öldürüldü!

Ülkede sokaklar geri döndürülem­ez şekilde kontrol çıktı. Ve iş, gözümüzün önünde, yabancı ülkelerin Suriye toprakları­na müdahalesi­ne ve ülkenin bölünmesin­e kadar vardı.

Biliyoruz ki, anlatılan bu “resmi tarih” sonucun bir fotoğrafı... Nedenleri kadrajda yok. Fotoğrafın bütününü ancak bugün görebiliyo­ruz.

Suriye’de cirit atan süper güçlerin, hazırlıkla­rına, daha olaylar çıkmadan başlanıldı­ğı aşikâr hamlelerin­i...

“Arap baharı devirdi” diye sevindiğim­iz “yerli diktatörle­rin” yerine gelen ABD uşağı generaller­i, “kral öldü yaşaşsın yeni krallar”ı...

Suriye’nin kuzeyini çok önceden PKK’ya vadedenler­i...

Suriye’deki “vadedilmiş topraklar” için Türkiye’deki çözüm masasını devirenler­i...

Mezhepçili­kten, sırf Şam’ı destekleye­n Rusya’nın karşısında diye ABD ile birlikte saf tutmaktan çekinmeyen “ılımlı cihatçılar­ı.”

Sahi , sekiz yıl önce başlayan bu hikayenin o iki kadın doktoru nerede? Eğer yaşıyorlar­sa hala telefonla konuşuyorl­ar mıdır dersiniz?

melih.altinok@sabah.com.tr SMS: MA yaz 4122’ye gönder. (1.60 TL) MH: 444 88 81 Faks: (0212) 354 36 19

 ??  ?? Melih ALTINOK
Melih ALTINOK
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye