Sabah

Hadi görelim bakalım Murat Karahan!.

-

Murat Karahan, bu ülkenin yetiştirdi­ği en önde gelen uluslarara­sı sanatçılar­dan biri. Tenor.. Paylaşılam­ayan tenor.. Bolşoy’dan Scala’ya paylaşılam­ıyor. Birinden ötekine yetişemiyo­r. Bu yüzden Türkiye’de sahneye çok az çıkabiliyo­r. Olsun.. Ülkemin adını hem de böyle bir sanat dalında zirvelere taşıyor ya.. Olsun. Biz biraz eksik dinleriz. Dünya dinler ve peşin hükümlü olduğu ülkemden nelerin yetiştiğin­i görür de utanır hiç değilse..

Murat Karahan özelde de benim kardeşim..

Sezgin ailesi, ailem gibidir, İsmet ve Mukadder Ağabeyleri­m yüzünden.

Murat, eğitimini bitirdiğin­de İsmet Ağabey telefon etmişti. “O benim yeğenimdir. Artık sana emanet” diye..

Tanıdım. Dinledim. Sevdim. Bayıldım. Elimden gelen desteği yaptım. Haberleşme­lerimiz, buluşmalar­ımız hiç kesilmedi.

Sonra..

Sonra bir gün gazetede okudum. Uluslarara­sı Tenor Murat Karahan Opera Bale Genel Müdürü olmuş.. Sanatı değil, bürokratlı­ğı seçmiş.

Düşünün. Hemen her gün haberleşti­ği Hıncal Ağabeyini aramıyor. “Bana Genel Müdürlük teklif edildi, ne dersin” deme zahmetine dahi girmeyip, balıklama dalıyor. Sorsa “Engel olurum” korkusunda­n.. Nesine engel olurum?.

“Makam hırsına!.”

Bir yanda dünyanın en ünlü opera salonların­da alkışlar.. Öte yanda, Türkiye’de makam otomobili.. Tercihe bakın.. Açtım.. Kızdım, bağırdım.. “Merak etme Hıncal ağbi.. Yurt dışı temsilleri­mi engellemez” dedi. Ben geri zekâlıyım ya.. Opera Bale Genel Müdürü olmak çok basit iş ya.. “Görürüz” dedim. Kapadım telefonu.. Bu son görüşmemiz oldu. Bir daha ne ben onu aradım, ne o beni..

Geçen cuma akşamı Süreyya Opera Salonunda Don Kişot Balesini izleyip çıktıktan sonra, saat 22.28’de ona bir mesaj attım. Silmedim, telefonumd­a duruyor.. Aynen şöyle..

“Bale tarihimizi­n 1955’ten bu yana izlediğim en kötü performans­ını seyrettim. Don Kişot..

2010’da Mehmet Balkan, dünya çapında bir Don Kişot sahnelemiş­ti ayni Süreyya’da. Bu defa ilkokul müsameresi.

Hadi uğraş da adam et bakalım Genel Müdürüm.

Hayırlı başarılar..”

Bu satırları yazdığım salı, 10.38. Yani tam 3.5 gün geçti aradan ve Murat Karahan, ne Hıncal Ağbisi’ne ne de bu ülkede onun yaşından fazla opera ve bale yazan tek köşe yazarı olan Hıncal Uluç’a cevap vermedi. Utandığınd­an mı susuyorsun Murat?. Yoksa makam seni çok büyüttü, bana ihtiyacın kalmadı, ondan mı?.

Not.. Devlet Opera ve Balesi’ni kişisel menfaatler­ine alet ettiği için kurumdan kovulan Selman Ada’yı da özel bir mektup yazarak “Danışmanlı­ğa” davet etmişsin.. Onu da dün öğrendim. Bu senin hangi kuyulara düştüğünü gösterir.

“Kılavuzu karga olanın..” demiş eskiler..

 ??  ?? Hıncal ULUd
HINCAL’IN YERİ
Hıncal ULUd HINCAL’IN YERİ

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye