Sabah

Darbeci FETÖ’nün ‘barış’ ödülleri

- Mahmut.ovur@sabah.com.tr 606 029 \a] ·\e J|nder. facebook.com/mahmutovur

Türkiye, 2013’ten bu yana Fetullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) karşı içeride ve dışarıda çok yönlü bir mücadele başlattı. Bu, bildiğim kadarıyla dünyada, bir devleti içeriden kuşatan küresel bir örgüte karşı ilk kez yapılıyord­u.

Benzeri, 0oon 2pus DEI Kesni]ani ve Tahir-hl Kadri gibi yapılar vardı ama hiçbirinin üzerine bu düzeyde gidilmedi. Belki de hiçbirinin bu dü]eyde yıkıcı ve tahrip edici rolü açığa çıkartılam­adı.

FETÖ, dünyanın

170’i aşkın ülkesinde örgütlenir­ken, o ülkelerin de içine sızdı ve o devletleri­n istihbarat­ından üniversite­lerine, sivil toplum örgütlerin­den siyasi partilerin­e kadar hepsinin desteğini aldı. Birçok ülkede FETÖ elebaşı Gülen adına enstitüler kuruldu, üniversite­lerin bünyesinde bölümler açıldı, onlarca kitap yazıldı.

Bir de dünyanın onca saygın kurumundan verilen “barış ödülleri” var. Aslında bu kirli yapı, ödül almadan önce ödül vererek toplumu aldatmıştı. Çünkü toplumlard­a en iyi “meşruiyet” aracı ödüldü. Türkiye Yazarlar ve Gazetecile­r Vakfı da işe 1995’te “hoşgörü” ödülleri vererek başlamıştı. O ödülleri veren 2006’daki Jüri’nin kimliğine bakmak bile nasıl etkili bir meşruiyet aracı olarak kullandığı­nı gösteriyor. Birkaçını sayalım, siyasetten Kamuran İnan, üniversite­den Prof. Dr. Nilüfer Göle, müzik dünyasında­n Zülfü Livaneli, spordan Togay Bayatlı...

Kimlerin ödül alıp verdiği de ayrı bir olay. Bu süreçleri iyi kullanan FETÖ elebaşı Gülen, 2 binli yılların sonunda bu kez küresel arenanın bir aktörü olarak kendisi ödül avına çıkıyordu. Bazıları parayla ve küresel istihbarat gücüyle de alınsa verilen ödüller etkiliydi.

Şu tabloya bakın; Gülen, 2010’da ABD’deki East West Institute’ün (Doğu Batı Enstitüsü) “Barışa katkı” ödülünü, 2013’te ise Dalai Lama, Nelson 0andela gibi ünlü isimlere verilen Güney Kore’nin en prestijli 0anhae Ödülü’nü barış dalında aldı. Böyle belki de çok sayıda ödül var. Ama ilginç olan şu; FETÖ gerçeğinin ortaya çıktığı 2013’teki yargı ve polis darbesinde­n sonra da bu sürdü.

Durum, sadece Türkiye açısından değil dünya açısından da vahimdi. En talihsizi de hiç kuşkusuz Türkiye’de terör örgütü iddianames­inin kabul edildiği gün, 10 Nisan 2015’te FETÖ elebaşına, ABD’de bulunan Morehouse Üniversite­si Martin Luther King Merkezi’nde Gandi- King- Ikeda Barış Ödülü’nün verilmesiy­di.

Çıktığı ülkede bırakın terör örgütü veya darbeci olmasını, bu yapının, o tarihlere kadar onlarca siyasetçiy­e, askere kumpas kurduğu, binlerce insanı yasadışı dinlediği, dahası sınav sorularını bile çaldığı ortaya çıkmıştı.

Bu gerçeği ABD görmek istemese de dünyanın diğer ülkelerine göstermeni­n bir yolu bulunmalı. Böylesi kirli bir siyasi aktör nasıl olur da dünyanın en güvenilir kurumların­dan hem de “barış” ödülü alır?

Buna karşı güçlü bir kampanya başlatmanı­n zamanı geldi ve geçiyor. FETÖ’nün dünyadaki okulları aracılığıy­la halkları zehirlemes­ine ve Türkiye’yi düşmanlaşt­ıran lobi faaliyetle­rine karşı başta Cumhurbaşk­anı Erdoğan olmak üzere devlet ciddi bir mücadele veriyor.

Peki, sivil toplum örgütleri veya düşünce kuruluşlar­ı ne yapıyor? Bırakın sivil toplum örgütlerin­i vatandaşla­r bile devreye girip FETÖ elebaşı Gülen’e verilen ödüllerin iade edilmesini sağlayabil­ir.

Dünyanın saygın kurumları, halkına kurşun sıkan, Meclis’ini bombalayan bir örgüte barış ödülü veremez, vermemeli de. O ödüller bir an önce iptal edilmeli...

 ??  ?? 0ahmut g9h5
0ahmut g9h5

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye