ÇANAKKALE KAHRAMANLIĞINI YAŞATMAK İÇİN
ÇANAKKALE’Yİ savunanların cesareti, yiğitliği, kahramanlığı dünyayı hayran etti. Yalnız dostların değil, düşmanların da parmağı ağzında kaldı. The Times, Le Temps gibi en meşhur İngiliz ve Fransız gazeteleri de itiraf ediyor ki Dünya Savaşı’nın en önemli, en kanlı, en ateşli safhaları Çanakkale’de yaşanmaktadır. Müttefikler, hiçbir yerde Çanakkale’de olduğu kadar faaliyet, sebat ve inatla girişimlerde bulunmamış, fakat yine hiçbir yerde Çanakkale’de olduğu kadar kahramanca ve cesurca bir direniş ve savunmayla karşılaşarak zayiat vermemişlerdir. Çanakkale muharebelerinin dünya tarihinde benzeri yoktur. Hiçbir zaman orada olduğu gibi her taraftan şarapneller, gülleler, bombalar, kurşunlar yağarken, denizde muazzam dretnotlardan, sahilde ağır toplarla donatılmış bataryalardan, daha yakında mitralyözlerden ve gökte uçaklardan sürekli olarak cehennemî ateşler saçılıyorken süngüyle hücum ederek düşman siperini ele geçirecek kadar yiğitlik ve kahramanlık gösterebilecek asker görülmemiştir. Bu harikayı göstermeyi başaranlar, şimdi dünyanın her tarafından şan ve şerefleri yükselen ve kahramanlık hikayeleri dillerde dolaşan Türk aslanlarıdır. Başkumandan vekili ve Harbiye Nâzırı Enver Paşa hazretleri, dünyayı hayretler içinde bırakan Çanakkale savunmasındaki kahramanlıkları sonsuza kadar yaşatmak üzere gayet iyi ve teşekküre layık bir tedbir düşünmüşlerdir. Görevlerini, askerlerimiz gibi ne yazık ki ciddi ve fedakârca yerine getirme imkânı bulamayan genç şair ve ediplerimizden bazılarını savaş alanına davet etmişlerdir. Aynı zamanda bir iki ressam, bir iki musikişinas, birkaç fotoğrafçı ve sinematografçı da davetli olarak savaş alanına gideceklerdir. Arkalarında haki renkte elbise ve kollarında beyaz zemin üzerine gayet zarif yapılmış yeşil yapraklardan ibaret bir işaret bulunacaktır.
Bugün gidecek olan heyet, bir hafta kadar savaş alanlarını gezerek kahraman askerlerle konuşup görüşecek ve sonra ilhamlarını, gözlemlerini, duygu ve düşüncelerini anlatacaktır. Bunların eserlerini yayımlamak için bir de harp dergisi çıkarılması düşünülmektedir. Şairler şiirlerini, yazarlar duygularını yazarken, bestekârlar kahramanlıkların ilham edeceği eserler besteleyecek, ressamlar da gördüklerini resim sanatının diliyle tasvir edeceklerdir. (11 Temmuz 1915 tarihli
İkdam gazetesi’nden naklen
Beşir Ayvazoğlu, Edebiyatın Çanakkale’yle İmtihanı, s. 10-11)