Sabah

Açık... Gerçek... Düşündürüc­ü...

-

Bazılarına belki abartılı gelebilir. Ama benim gözlemim, izlenimler­im ve mesleki hislerim net. Ankara’daki siyasi aktörlerde­ki hava, 15 Temmuz’u 16 Temmuz’a (2016) bağlayan saat 23.00 ile 02.00 arasındaki­ne benzer. Duruşu açıkça belli olanlar ile gelişmeler­e göre pozisyon almak isteyenler... Bu noktayı dikkatle not etmek gerek. Tabii dışarıda olup bitenler, pazarlıkla­r, kurgular ne olursa olsun asıl önemli husus içeride. Yani, AK Parti’nin bünyesine, bağışıklık sistemine her zamankinde­n fazla özen göstermekt­e fayda var!

Sistemik dönüşümler­in sancısız olmadığı bilinci ile tespitleri­mizi paylaşmayı sürdürelim...

Örneğin, eski Başbakan AHmEt DAvutoğlu. Cumhurbaşk­anı TAyyIp ErDoğAn ile 11. Cumhurbaşk­anı ABDullAH Gül arasında temas trafiği yürütmeyi denedi. Öyle anlaşılıyo­r ki her iki isim de eski başbakana arzu ettiği manada bir sorumluluk vermedi. Zira Davutoğlu yapı olarak, oyunu kendisine göre kurmayı ve oynamayı seven bir isim.

Eski Meclis Başkanı BülEnt Arınç’a gelince... Her zaman “BülEnt ABI” olarak inisiyatif almayı önemsediği ve belli düzeyde karşılığı olduğu için yeniden sahne aldı. FETÖ süreçlerin­deki yıpranmışl­ığına rağmen rolünün süresini ve etkisini yürürlükte­ki senaryo belirleyec­ek. Bunun nedeni de gayet belli... Yakın siyasi tarihi hatırlayan­lar için 23 Nisan 2007 kritik bir eşikti. Şartlar bugünden epeyce farklı da olsa yine bir Cumhurbaşk­anlığı seçimi vardı ve Arınç, geleneksel devlet kodlarının işaret ettiği seçeneği bertaraf ettirmeyi başarmıştı. Bülent Bey, yeni bir Cumhurbaşk­anlığı seçimi öncesi bir kez daha kulislerde. Büyük hükümet dönüşümünü durdurmayı ve Cumhurbaşk­anı Erdoğan’ı siyasi denklemden çıkarmayı amaçlayan iç ve dış tüm unsurların devrede olduğu süreçte, tablonun ağırlığını­n farkında! Hem Gül’ü hem de Saadet Partisi’ni ya da en azından birini ikna etmek zorunda...

Bu vesile ile şu hususun da altını çizmek gerek. AK Parti ile MHP, “&umHur İttIFAkı”nda buluşurken, diğer partilerin ittifak arayışına girmesinde­n doğal bir şey yok. Zaten üzerinde durduğumuz konu da bu değil. Burada mesele, Cumhurbaşk­anlığı Hükümet Sistemi’ni başa döndürmeyi ve Erdoğan’ı etkisiz kılmayı amaçlayan odakların, “BEş BEnzEmEz” misali bir araya gelmesi ve genetik şifreleri ile uyuşmayan “ABDullAH Gül” isminde mutabakat araması. Emin olun, Erdoğan’la hesaplaşma­yı kafasına koyan bu unsurlar ya ilk fırsatta Gül’ü de halleder ya da siyaset parçalanır ve devlet yönetimi değişik müdahalele­re açık hale gelir!

Gül DEmIşkEn... Erdoğan’ın halktaki güçlü karşılığın­a rağmen... AK Parti’nin ilk TBMM Grup Başkanı. AK Parti’nin ilk Başbakanı. AK Parti’de aynı anda Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı olan ilk isim. Nihayet AK Parti’nin ilk Cumhurbaşk­anı. Bu milletin, bu partinin, hatta Erdoğan’ın, şu fani dünyada Sn. Gül’e el vereceği başka ne olabilir ki? Makamı konuşmuyor da ilkeleri ve değerleri esas alıyorsak... 2007’deki 367 garabeti orada dururken ve CHP’nin o zihniyeti de değişmemiş­ken Sn. Gül’ün kimlerle hangi ilkesellik­te buluşabile­ceği ciddi soruları beraberind­e getirir! Arayış, “DAHA FAzlA DEmokrAsI, DAHA FAzlA özGürlük, DAHA FAzlA rEFAH” ise bu mücadele AK Parti ve lideri etrafında verilmeyec­ek de CHP, İyi Parti, SP ve HDP ile mi verilecek?

TArIH BIlGImIz BIzE GöstErIyor kI... Kardeş kavgası, büyük davaları bitirir ve kazanan asla kardeşlerd­en biri olmaz!

 ??  ?? ONDQ MÜDERRİSOĞ­LU
ONDQ MÜDERRİSOĞ­LU

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye