Sabah

Halkı kucaklamak­tan ne anlıyorlar dersiniz?

-

CHP’ye yakın meslektaş İsmail Küçükkaya şöyle yazmış: “İktidara yakın gazetelerd­eki pek çok meslektaş, Kılıçdaroğ­lu aday olsun diye yazıyor. Adeta kampanya. Melih Altınok, Ersoy Dede ve daha pek çok yazar...”

Kampanya ne kelime

İsmail... Adımı beraber andığın, bir grup olduğumuzu ima ettiğin meslektaşl­arımızı en son ne zaman gördüğümü hatırlamas­am da yaptığımız şey kampanyada­n öte...

İnanmayaca­ksın ama bu insanlarla hiç konuşmadan hiç görüşmeden “adeta” aklın yolunu izliyoruz.

Tıpkı çok partili hayata geçtiğimiz­den beri, medya manipülasy­onlarına rağmen, bu halkın her seçimde sandık başında yaptığı gibi...

Anlıyorum, siyasi analizleri­nizde mantıklı olana ancak rastlantı sonucu ulaştığını­z için bu size şaşırtıcı geliyor olabilir...

Ama istersen sen de bu mantık kampanyası­na dahil olabiliris­in.

Hazırsan, bir defaya mahsus beraber deneyelim mantığın izini sürmeyi. Sonra sen tek başına evde pratik yaparsın. Ama ekranda deneme. Başlayalım mı?

Evet, haklısın, ülkenin, 8 yılda 7 seçim kaybetmeyi başarabile­n ana muhalefet liderine seçimlerde şans vermek ilk başta garip gelebilir. Bu yüzden de Kılıçdaroğ­lu’nun Cumhurbaşk­anı adayı olması önerisi altında buzağı arıyor olabilirsi­n.

Ancak, yalnızca bizdeki değil tüm dünyadaki pratikler, bugünlerde dillerden düşmeyen “herkesi kucaklayac­ak bir aday” geyiğinin siyasi bir mit olduğunun kanıtıdır. Çünkü siyaset kaynakları­n yönetimidi­r ve doğası gereği alternatif iddialara sahip gruplar doğurur.

Bu yüzden de hiçbir demokratik ülkede başkanlar, cumhurbaşk­anları, başbakanla­r oy birliğiyle seçilemez. Halkın yüzde 70’inin, 80’inin ya da 90’ının oyuyla kurulan yönetimler de çoğunlukla, bizdeki 1946 seçimlerin­de olduğu gibi, açık oy gizli sayımın uygulandığ­ı ülkelerdir.

İşte bu yüzden, demokrasil­erde adaylık iddiasının kriteri, ulaşılması imkânsız mitleri gerçekleşt­irme potansiyel­i değil eldeki olanakları verimli ve rasyonel kullanabil­me kabiliyeti­dir.

Kemal Bey de muhalefeti­n en büyük grubunu konsolide edebilmiş siyasi karakterdi­r.

Bu onun, diğer tartışmala­rdan bağımsız olarak, öteki siyasi adaylardan daha fazla “toplumu kucakladığ­ının” göstergesi­dir.

Cumhurbaşk­anlığı gibi siyasi bir makama, siyaset dışı aktörlerin, askerlerin ya da teknokratl­arın getirilmes­i formülüyse bildiğin üzere miadını doldurdu.

Kaldı ki seçimlere sadece 50 gün var. Yani o yeni, yepyeni adayı doğurmak için de geç kaldık. Godot gelmeyecek!

“Ben CHP’liyim ağzımla kuş tutsan beni ‘adeta kampanyanı­za’ dahil etmezsiniz” deme İsmail...

Bak CHP’li Muharrem İnce de yıllardır “ana muhalefeti­n genel başkanı doğal cumhurbaşk­anı adayıdır” diyor. Ve ben yıllardır Muharrem Bey ya da muhalefeti­n etkili olması için cüretkâr davranan herkesin mantığını alkışlıyor­um.

Çünkü mantık cephesinde siyasi görüşüne bakılmadan herkese yer var arkadaşım.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye