İsrail’den her iki cihanda davacıyız
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Maruz kaldıkları zulümler, katliamlar, haksızlıklar sebebiyle Filistinliler dünyadaki tüm mazlumların sembolüdür. İsrail yönetiminden iki cihanda da davacı olacağız” dedi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün İstanbul’da düzenlenen Uluslararası Zeytindağı Barış Ödülleri Töreni ve Kudüs’ün Son Yüzyılı belgeselinin gala programına katıldı. Erdoğan, konuşmasında şu mesajları verdi:
■ MAZLUMLARIN SEMBOLÜ: Maruz kaldıkları zulümler, katliamlar, haksızlıklar sebebiyle Filistinliler, dünyadaki tüm mazlumların sembolüdür. Tarih boyunca Musevilerin, Hıristiyanların ve Müslümanların kutsal şehri olan Kudüs ise insanlığın ortak değerler etrafında toplanabilme idealinin sembolüdür. Dolayısıyla Filistin’i ve Kudüs’ü savunmak kadim insanlık tarihi boyunca iyi olan, güzel olan, doğru olan, hak olan ne varsa hepsini de savunmak demektir.
■ BİZ BUNLARI İYİ TANIDIK: Biz insanlığın özellikle barış merkezi olması gereken Filistin’in ve Kudüs’ün adını zulümle yan yana yazan İsrail yönetiminden iki cihanda da davacı olacağız. Filistin ile birlikte Suriye’de yaşananlar bize acı bir gerçeği gösterdi. Biz bunları iyi tanıdık, iyi tanıyoruz, iyi biliyoruz. Hatta hatta ikili görüşmelerde onların bize söylediklerini unutmamız mümkün değil. Bunlarda ne insani, ne vicdani asla böyle bir karakter, böyle bir cibilliyet yok.
■ BM REFORME EDİLMELİ: Uluslararası kuruluşların riyakarlığı artık gizlenemez, saklanamaz, daha önemlisi tahammül edilemez bir boyuta ulaşmıştır. İşte bu çarpıklığa karşı biz ‘dünya beşten büyüktür’ diyerek dile getiriyoruz. Dünyadaki tüm ülkelerin güvenliğini sadece 5 ülkenin çıkarına ve hatta keyfine bırakan bir sistemin sürdürülebilirliği yoktur. Artık Birleşmiş Milletler’in (BM) reforme edilmesi olmazsa olmazdır. Dünya, İkinci Dünya Savaşı’nın şartlarında yaşamıyor. Tabii bu 5 ülkenin işine gelmediği gibi diğer dünyadaki liderler de korkuyorlar, çekiniyorlar. Çünkü hepsinin bu 5 ülkeden çıkarları var. Hepsi bir yerden bağlı. Hamdolsun bizim böyle bir bağlantımız yok. Biz sadece Hakk’a bağlıyız, sadece halkımıza bağlıyız.
■ BU ÜSLER NE İŞ GÖRÜR: 5 bin TIR silah oraya geliyor. 2 bin kargo uçağıyla silah geliyor. Gelse gelse bunlar Türkiye’ye karşı geliyor. Çünkü sınırda Türkiye var, başka birisi yok. 20 tane üs var sadece ABD’nin. Bu üsler ne iş görür? Kime karşı? Bütün bunları sorduğumuz zaman ‘Biz hepsinin seri numaralarını aldık, savaş bitince silahların hepsini alıp gideceğiz.’ Kimi aldatıyorsunuz? Biz bunları Irak’ta gördük. Irak’ta siz hiçbir silah almadınız. Biz daha sonra o silahların bir kısmını, PKK’nın elinden topladık.
■ İNSANLIK ‘ONE MİNUTE’ DERSE: Davos’ta ‘one minute’ derken, sadece kendimizin değil, milletimizin ve dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın, Filistin meselesine vicdani bakış sahibi herkesin hissiyatını dile getirdik. Ne zaman ki insanlığın tamamı, zalimlere ‘one minute’ deme noktasına gelirse, işte o zaman bu zulüm bitme sürecine girmiş demekti.
■ ALMA MAZLUMUN AHINI: (İsrail ziyareti) Filistin tarafına geçeceğiz, bize bayağı çile çektirdiler. Arabayı aradılar, yarım saat, 45 dakika oyaladılar. Bırakıp dönmek mümkün değil, onu da yapamıyorsun fakat ikili görüşmede enteresan bir şey anlattı Şaron. Söylediği şuydu; ‘Hayatta en çok zevk aldığım şey, Filistinlileri öldürürken tank üstündeki görevimdi’. Düşünebiliyor musunuz, bu insanların karakteri, yapısı bu. Ne oldu sonra? Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste. Onun için adil olacaksın, dürüst olacaksın, zulmetmeyeceksin.