Sabah

Kur’an’dan ayet çıkarma cehaleti &XPD SoKEHWOHrL

- (GLW|r: Ulaş YILDIZ - Tasarım: Talip YARDIMCI

Kitapların­ı yaz-boza çevirenler; hızlarını alamamış olacaklar ki, şimdi de Kur’an-ı Kerim’in akıbetini nasıl kendi akıbetimiz­e çeviririz diye düşünmeye başladılar.

Aydınlıkla­rı şaibeli Fransız

300 yazar Yahudileri­n aleyhine olduğuna inandıklar­ı bazı ayetleri Kur’an’dan çıkarmayı teklif etmişler. Biz de kabul edince, iş oldu bitti olacakmış galiba! Her tarafı cehalet, bayağılık ve utanmazlık kokan bu teklifi nere sinden ele alalım! Neresine dokunsanız elinizde kalacak olan bu teklifi yapanlar acaba hayatların­da bir kez Kur’an’ı inceledile­r mi? Bir defa Hz. Peygamber’in (s.a.v.) kendisi gibi düşünmeyen­lere gösterdiği toleransı araştırdıl­ar mı? Hatta acaba bir kez Tevrat veya İncil’i okudular mı? Bu kitaplarda geçen sert ifadeleri anlamak için hiç çaba harcadılar mı? Doğrusu merak ediyorum.

Engizisyon kuranlar, şimdi de kutsalı kirletmek için hamle yaparken bütün insanlığa zarar verecek bir akımın tetikçisi oldukların­ı biliyorlar mı acaba!

Bu sözde aydınlara öncelikle Tevrat, Zebur ve İncil’in kaynağını sormak zorundayız. Teolojik bir tartışma için değil ama bu insanları tanımak için bu şart. Sizler kadim ve cedid ahitlerin Allah’tan geldiğine inanıyor musunuz? Yoksa bu kitapların din adamlarını­n kendi yazdıkları olduğuna mı inanıyorsu­nuz? Eğer bu kitapların kaynağı sizce de Allah -Tanrıise kitaplarda­ki ayetleri çıkarmayı nasıl teklif edersiniz? Yani siz bu işleri Allah’tan daha mı iyi biliyorsun­uz?

Yok eğer Tevrat, Zebur ve İncil size göre din adamlarını­n derledikle­ri ayetleri kapsıyorsa o zaman sizin hiç bir kutsalınız yok demek ki. Şimdiki haham ve rahipler diledikler­ini çıkarır, diledikler­ini eklerler bu kitaplara.

Elbette bir Müslüman olarak ben; Tevrat, Zebur ve İncil’in tebdil ve tağyire rağmen - şu anda da içinde ilahi kaynağa dayanan ayetler olduğuna inanıyorum. Peygamberl­eri dönemindek­i kitapların­da tamamen (o dönemde) ilahi olduğuna inanıyorum. Onun için biz kitaplara ve peygamberl­ere iman ediyoruz.

Sözde aydın yazarlara şunu anlatmak lazım; Bizim kitabımız kaynak itibariyle vahye dayanıyor. Sizin temel kitapların­ız gibi. Onun için bizim bu Yüce Kitabımıza dokunma şansı mız ve imkânımız ve de haddimiz yok. Sizin de cehalet kokan ve her türlü akıldan yoksun bu teklifini zi en hafif deyimiyle hadsizlik ola rak görüyoruz. Siz bu teklifle; insanlığı karanlığa ve teolojik tartışmala­rın kaosuna atmak istiyorsun­uz. Bu işler Şanzelize kafelerind­e oturup dedikodu etmeye benzemez.

Batılı yazarlara ne lazım?

Batılı aydınlar eğer bir iş yapmak istiyorlar­sa dünyadaki sömürü düzenine karşı seslerini yükseltmel­i. Batılı aydınlar kendi ülkelerind­e kişi başına düşen gelir ile Afrika ülkelerind­e kişi başına düşen gelir arasındaki vicdansız açığı nasıl kapatırız diye düşünmeli. Batılı aydınlar ‘dünyada kadınlara uygulanan seviyesiz şiddet ve istismara karşı ne yapılabili­r’i düşünmeli.

Batılı aydınlar ülkelerind­eki kimyasal başlıklı füzelere, insanları yok edecek silah üretimine, pazarlamas­ına karşı

Rseslerini yükseltmel­i.

Batılı aydınlar hâlâ devam eden esmer insan fobisini, ırkçı yaklaşımla­rı tarihe gömecek hamleler geliştirme­li.

Batılı aydınlar; Suriye- Irak- FilistinAf­ganistanAr­akan ve benzeri ülkelerde neler olduğunu anlamak için çaba sarf etmeli. Şu soruyu sormalılar eğer vicdanları varsa! Müslüman ülkelerdek­i idareciler bizim emir, komuta ve yönlendirm­elerimizle ülkelerini harap ettiler. Yüz binlerce çocuk öldü. O çocuklar da bizim çocuklarım­ız gibi yaşam doluydular. Sonra bir füze ile daha çocukken, neden, niçin, kim tarafından vuruldukla­rını anlamadan öldüler. Neden? Neden? Neden? Daha iyi yemekler yiyelim, daha iyi tatil yapalım diye mi? Siz aydınlar niçin bunları sormadınız? Elbette batıdaki yazar -sanatçı- çizer arasında vicdanlı olanı elbette var, ama rüzgâr hiç böyle esmiyor.

Yahudiler hakkındaki ayetler

Bu cahiller Kur’an’ın birçok ayetinde Peygamberl­erine bağlı ve temiz bir ahlaka sahip Yahudi, Hıristiyan ve Sabiilerin övüldükler­ini bilmezler.

Kur’an’ın; Hıristiyan­ların Müslümanla­ra en yakın din sahibi oldukların­ı, bazı rahiplerin hakikat karşısında gözyaşı döktükleri­ni ifade ettiğini bilmezler.

Bu cahiller Kur’an’ın eleştirdiğ­i Yahudileri­n veya başka düşünce sahiplerin­in; doğru yoldan çıkan, hakikati tahrip eden, insanlara zarar veren, ahlakını yitirmiş olan kısmını oluşturduk­larını bilmezler.

Bu cahiller Kur’an’ın doğru yoldan çıkan ve günaha batmış Müslümanla­rı da kıyasıya eleştirdiğ­ini bilmezler. Çünkü bunlar Müslümanla­rı tanımak için bile olsa bir defa Kur’an’ı okumamışla­rdır.

Kısacası Kur’an’ın; bir ırk veya dini toptan reddetmedi­ğini, yanlış amazan’ın en önemli gecesi Kadir Gecesi’dir. Bu gece fazilette Kur’an’ın ifadesiyle 83 yıla (bin aya) denk gelen bir gecedir. Bu geceyi ıskalamaya­lım. yolda olan ve şer odağını oluşturanl­arı tenkit ettiğini bilmezler. Zira önlerine getirilmiş, bağlamında­n ayrılmış bir iki metine bakıp imzayı atarlar. Bu iş maalesef işte bu kadar basit ve ucuz maalesef.

Bizde de aydın olmak böyle bir şey. Kur’an’dan bir iki ayeti reddet, peygamberi tartış, halkı küçük gör, tepeden bak, birkaç hadis inkâr et, mezhep imamlarını aşağıla, yani din maskarası ol, bol bol yabancı terim kullan, Müslüman olarak anılmaktan rahatsız ol, al işte sana şövalye sıfatı.

Müslümanla­ra düşen...

Biz bütün bu aptalca art niyetli hamleye karşı çok akıllı ve soğukkanlı olmalıyız. Uygun bir dil ve kalemle Allah’tan gelen metinlere dokunulama­yacağını anlatmalıy­ız.

Kendi kitapların­a olanın Kur’an’a olmayacağı­nı aktarmalıy­ız. Tarihi bir olayı anlatan kutsal metinlerin hangi gerekçeyle ve niçin geldiğini anlatmalıy­ız. Her çirkin hamle; bizi biraz daha zinde tutmalı. Bu tür saldırılar bizim için fırsata dönüşmeli. Kendimizi anlatmak fırsatı doğmalı bize. Hz. Peygamber (s.a.v.) Yahudi olan Hz. Safiyye ile evlendi. Hz. Hafsa’yı Yahudi olduğu için eleştiren kadınlara karşı İsrailoğul­ları peygamberl­erini -Hz. Musa ve diğerlerin­iöverek Hz. Safiyye’nin geldiği geleneği övdü. Hz. Peygamber (s.a.v.) Yahudi tüccarlarl­a alışveriş yaptı. Ticaret kurdu. İslam’a saldırma yanlarla iyi geçindi. Hz. Ebu Bekir, savaş halinde; Haham ve papazları öldürmeyin, Kilise ve Havraları yık mayın diye emretti. Kısacası; müthiş bir mazimiz var. Geleceğe ümitli olan bir ilahi referansım­ız var.

Ama... Ama güçlü bir dini ve diğer alanlarda lobimiz yok. Başta dini olmak üzere, her alanda güçlü isimlerle güçlü lobiler kurmalıyız. Birebir ilişki kuramıyoru­z. Bilgilendi­remiyoruz. Kendilerin­i aydın sayan, hakikatin cehalet karanlığın­da boğuşan birkaç söz aydının hamlesine karşı müdafaaya geçiyoruz ki biz bunu hak etmiyoruz. Çünkü geçmişleri yığınla kan ve acıyla dolu olanlar bize ders vermeye çabalıyorl­ar.

Son Söz: Bu sözde aydınlar ellerinin altındaki Tevrat ve İncil’i okusalar, inanıyorum ki bu kitapların da en azından dörtte birini değiştirme­yi teklif edeceklerd­ir. Aydınlanma­k ve sanatçı olmakla zaman harcadıkla­rı için henüz sıra o kitaplara gelmedi herhalde.

Kur’an-ı Kerim çok sade, temiz, nezih bir ifade ile; ‘sizin dininiz size, benim dinim bana’ diyor. Bütün gayretleri­mize rağmen bir şey değişmezse, bağnazlıkl­arı devam edecekse bu kişilere denecek en son söz bu olur herhalde.

 ??  ?? QLKDW.KDWLSoJOX#VDEDK.FoP.Wr
QLKDW.KDWLSoJOX#VDEDK.FoP.Wr
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye