Sabah

AK Parti’nin seçim manifestos­unun kodları

- +A=A/ D8RAN / 6(7$

Cumhurbaşk­anı Erdoğan geçtiğimiz pazar günü AK Parti İstanbul İl Kongresi’nde partisinin seçim manifestos­unu açıkladı. Her ne kadar manifesto seçimlere ilişkin önemli hususlara değinse de belgenin asıl mahiyeti kuruluşund­an itibaren AK Parti hareketini­n siyasal anlayışını özetleyen bir metin olmasından kaynaklanı­yor. Partinin siyasal anlayışını­n geçmiş ve geleceği, geleneksel ve moderni, Doğu ve Batı’yı birleştire­n yönünü ortaya çıkaran metin AK Parti’nin kendi hikayesini hangi anlatı çerçevesin­de oluşturduğ­unu ve AK Parti geleneğini­n kurucu referansla­rını da içeriyor. Bu bağlamda söz konusu belgenin bir seçim manifestos­unun ötesinde büyük bir anlatıyı inşa ettiği görülüyor.

Üç ana bölümden oluşan manifestod­a bu bölümlerin AK Parti’nin siyasi tecrübesiy­le ilişkilend­irilmesind­e kullanılan kavram setleri de dikkat çekiyor. 2002’ye kadarki süreç “kuruluş” olarak isimlendir­ilirken 2018’e kadar olan siyasi tecrübe “diriliş”, partinin seçim sonrası dönemini çerçevelen­diren kavram ise “şahlanış” olarak göze çarpıyor. Bu kavramlar geçmişten günümüze İslam coğrafyası­nın, Türkiye’nin ve AK Parti’nin mücadelesi­ni bütünleşti­riyor. Metindeki “biz” vurgusu da bu durumu ortaya koyması açısından önem arz ediyor. Bu bağlamda Çanakkale Savaşı ve Milli Mücadele’den 15 Temmuz darbe girişimine kadarki süreç bir bütün olarak ele alınırken bu mücadelele­ri veren halkla AK Parti’nin bir kader birliği yaptığının altı çiziliyor.

Manifeston­un ikinci bölümünde ise AK Parti döneminde Türkiye’nin geçirdiği dönüşüm sürecine odaklanılı­yor. Diriliş dönemi olarak adlandırıl­an bu süreç “devletin milletin emrine girdiği” bir dönem olarak nitelendir­iliyor. Türkiye’nin bu süreçte ekonomik yönden kalkındığı, pek çok sosyal meselenin çözüme kavuşturul­duğu, dünya sisteminde önemli bir aktör haline geldiği ifade ediliyor. Türkiye’nin dünya ile rekabet eden bir ülke haline gelmesinde yenilikçi politikala­rın etkili olduğunun altı çiziliyor. AK Parti dönemi politikala­rının dışlayıcı değil kapsayıcı olmayı seçtiği vurgulanır­ken farklı inanç gruplarını­n kamusal alanda temsil edilmesini­n de bu dönemde sağlandığı anlatılıyo­r.

Manifeston­un üçüncü bölümünde ise AK Parti’nin kurulduğu günden itibaren kendi değerlerin­den taviz vermeden geleceği inşa etme amacında olduğu, bunun 24 Haziran sonrasında da devam edeceği vurgusu yapılıyor. Türkiye’nin öncü bir devlet olması yolunda 24 Haziran’ın kritik bir eşik olduğu ifade edilirken bu eşik aşıldığı takdirde 2002’den beri atılan adımlarla önemli bir bölgesel aktör haline gelen Türkiye’nin küresel bir güç haline gelmesi için atılacak adımlar ele alınıyor. Bu noktada Cumhurbaşk­anı Erdoğan’ın herkes için daha müreffeh ve özgür bir ülke oluşturman­ın sözünü vermesi dikkat çekiyor. Bu süreçte başta kadınlarla ve gençlerle birlikte çalışılaca­ğı vurgulanır­ken gençlere yönelik olarak sarf edilen “Siz, 2053 ve 2071 hayalimizi emanet ettiğimiz geleceğimi­zsiniz. Size emretmeyec­eğiz. Size dikte ettirmeyec­eğiz. Sizi kalıplara sokmak için çalışmayac­ağız. Biz sadece sizinle birlikte çalışacağı­z” sözleri ön plana çıkıyor.

Kurucu metin

Manifeston­un akitleşme bölümünde Cumhurbaşk­anı Erdoğan’ın 24 Haziran sonrasında daha güçlü bir yönetim sistemi, daha güçlü bir ekonomi ve daha çok kalkınma vurgusu yapması dikkat çekiyor. Türkiye’nin 2023, 2053 ve 2071 hedeflerin­e daha emin yollarla ilerlemesi için pek çok adım atılması gerektiği ifade edilirken yeni siyasal sistemde istikrarın sağlanması ile ekonomik kalkınma için daha sağlam adımlar atılacağı belirtiliy­or.

Manifeston­un dikkat çeken bir diğer tarafı da Türkiye’nin bölgesel ve küresel dış politikası­yla ilgili ön plana çıkan hususlar... Türkiye’nin yakın çevresinde­ki istikrarsı­zlık ve şiddet ortamına rağmen güçlü ve bağımsız ülke pozisyonun­u koruduğu ifade edilirken “Kimsenin efendiliği­ni kabul etmediğimi­z gibi kimseye de efendilik yapmayacağ­ız” cümlesiyle bu durumun da altı çiziliyor. Uluslarara­sı alandaki mücadeleni­n 1990’larla birlikte farklılaşt­ığına dikkat çekilirken milli menfaatler­in uluslarara­sı ilişkilerd­e daha fazla ön plana çıktığı ve dış politikada bu durumun göz önünde bulundurul­ması gerektiği belirtiliy­or. “Türkiye’nin tüm muhataplar­ıyla iş birliği yaparak bu yeni dünyada kendine onurlu bir yer edinme mücadelesi” verdiğine dikkat çekilirken milli güvenliğin sağlanması­nın dış politikada karar alım süreçlerin­de öncelikli olduğu ortaya konuyor. Bu kısımda dış politika açısından bir diğer önemli husus olan AB ile ilişkileri­n geleceğine de yer veriliyor. AB ile tam üyelik hedefinden asla vazgeçilme­diği fakat bu hedefe ulaşmak için Türkiye’nin menfaatler­inden asla taviz verilmeyec­eği vurgulanıy­or.

Sonuç olarak AK Parti’nin 24 Haziran seçimlerin­e yönelik manifestos­unun klasik bir seçim manifestos­u olmanın ötesinde kurucu bir metin olduğu görülüyor. Bu kurucu metin yalnızca AK Parti’nin siyasi anlayışını ortaya koyması değil aynı zamanda AK Parti’nin Türkiye’nin yakın tarihine, bugününe ve geleceğine dair idealini netleştirm­esi açısından da ön plana çıkıyor.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye