Türkiye cazip bir girişimcilik merkezi
Türkiye’nin demografik yapısı, hükümetin vizyonu ve teşvikleri sayesinde girişimcilikte potansiyel barındırdığını belirten Paul Doany, “Burası cazip bir ülke. Ekonomiye katkı sağlayacak fikri olanları girişimciliğe davet ediyoruz” dedi
Türk Telekom’un CEO’su Paul Doany... Lübnan asıllı Doany, 1980’lerden bu yana Türkiye’ye iş için gelip giderken Türk Telekom’un satın alınmasının ardından buraya yerleşmiş bir isim. 2005’ten bu yana da Türkiye’de yaşıyor. Kendisiyle İstanbul’un tarihi, kültürü ve eğlencesinin bir arada olduğu şehrin kalbi diye adlandırılan Taksim’deki Tarlabaşı 360 projesinde bir araya geldik. İstanbul’u, Türkiye’yi ve Türk Telekom’u konuştuk...
l İstanbul’un kalbindeyiz. 13 yıldır buradasınız. Şehri seviyor musunuz?
Gerek tatil gerekse iş ziyaretleri için Türkiye’de birçok farklı şehirde bulundum. Türkiye’de yaşamaktan çok memnunum. Genç nüfusu ve hızlı gelişen kültürüyle Türkiye, yaşamak için olağanüstü bir yer. Türkiye’yi oldukça renkli, lezzetli yemekleri olan ve yaratıcı sanatlarla dolu bir yer olarak tanımlayabilirim. Bunlar içinde benim en sevdiğim şey de gitar müziği... İstanbul ise çok güzel bir şehir...
l Türk Telekom serüveni öncesinde de İstanbul’a gelip gidiyor muydunuz?
Aslında Türkiye’ye ziyaretlerim 1980’lerde başladı. O zamandan 2005’e kadar buraya gelip gidiyordum. Ama yerleşmem 2005’te Türk Telekom ile oldu.
l 2011’de şirketten ayrıldıktan sonra Lübnan’a dönmediniz sanırım...
2011 ortalarında Türk Telekom’dan ayrıldıktan sonra da burada kalmak istedim. Kendi Melek Girişim Sermayesi şirketimi kurdum. Bu şirketle bilgi teknolojileri, internet ve yenilenebilir jeotermal enerji sektörlerine yatırım yaptım. Türkiye’nin avantajlı demografik yapısı, hükümetin vizyonu ve teşvikleri sayesinde girişimcilikte çok önemli bir potansiyel olduğunun farkındaydım. Bu sebeple, Türk Telekom’daki ilk dönemimde şirketin dört bilgi teknolojileri şirketi edinmesini sağladım.
l Anladığım kadarıyla girişimcilik sizin için çok önemli... Neden?
Teknoloji çağıyla birlikte şirketlere yeni dünyanın kapısını açan sihirli bir kelime hayatımıza girdi: Dijital dönüşüm... Endüstri 4.0 olarak tanımlanan dijital çağda, ülke ekonomilerinin ve kalkınma stratejilerinin dinamikleri de değişiyor. İçinde bulunduğumuz bu dönem, yeni iş alanları ve yenilikçi iş yapış şekilleriyle, tüm dünyada örneklerini gördüğümüz yeni şirketlerin, girişimlerin doğmasına imkân veriyor. Girişimcilik, yeni iş alanları ve ek istihdam oluşturması gibi potansiyellerini düşündüğünüzde, ülke ekonomilerinin gelişmesinde önemli rol oynuyor. Bu rolün gün geçtikçe artarak daha da önem kazanacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.
l Sizce Türkiye girişimcilik konusunda cazip bir yer mi?
Türkiye, fikir ve yenilik üretmek için çok önemli bir güce ve potansiyele sahip. Türkiye’nin etkin kararlar alabilen, hızlı düşünebilen, teknolojiyi ve yenilikleri yakından takip eden nüfusu, hükümetimizin girişimcilik ekosisteminin gelişmesi adına attığı adımlar ve sağladığı vergi teşvikleri de bu potansiyele eklendiğinde; buranın cazip bir girişimcilik merkezi olma yolunda hızla ilerlediğini söyleyebiliriz.
Yenilikçi teknolojileri geliştirmek, büyük şirketlerin sadece kendi işlerine odaklanarak, kendi işlerini büyüterek ve kendi kaynakları ile yapabilecekleri bir şey değil. Kurumsal şirketler, başka şirketlerle ortak olarak ya da onlara yatırım yaparak bir yandan ana faaliyetlerini mükemmelleştirirken bir yandan da içinde bulundukları ekosistemi geliştirmeli.
Girişimlerin ihtiyaç duydukları sermaye ve bilgi birikimine sahip olan melek yatırım ağları ve kurumsal yatırımcılar, sermaye sahiplerinin yatırım yapabileceği iş fikirlerine ulaşmaları açısından da ülke ekonomisinde çok önemli bir yere sahip.