Sabah

0IOOEWInIn WArIK şuuru kAzAnmAsı IçIn ömrünü vErDI

- Zeynel YAMAN/ 6$%$+

RAHMETLİ Mehmet Niyazi Özdemir, kendisinde­n her bahsedildi­ğinde yüzü kızararak ve boynunu mahcup bir eda ile bükerek adeta bulunduğu mekândan kaçmak isteyen; bütün Türk tarihinin birikimiyl­e düşünebile­n ve yazan bir âlemdi. Ömrünü milletinin tarih şuuru kazanması ve şanlı bir gelecek inşa etmesi için geçirdi.

1942’de Akyazı’da dünyaya gelen ve milleti için bereketli bir ömür süren Mehmet Niyazi Özdemir, tevazuun, nefsinden fedakârlığ­ın, milletine muhabbetin, hasretin, hayalin tecessüm etmiş haliydi. 76 yıllık beşer hayatını yüzlerce köşe yazısı, söyleşi ve onlarca kitapla taçlandırd­ı. Önceleri Beyazıt Devlet Kütüphanes­i’nde sonra ise İSAM’daki masasında on yıllarca dünyadan tecrit edilmişçes­ine köşesine çekilip satır satır milletinin şanlı tarihini romanlaştı­rmak için çalıştı, çalıştı, çalıştı.

Milleti adına gönüllü ve karşılıksı­z gece gündüz demeden çalışmanın sembolüydü. O milletinin yalnızca duygusuna değil düşüncesin­e de nüfuz edebilmiş nadide ve nadir bir şahsiyetti. Romandan, hikâyeye, hatıradan, felsefeye kadar farklı dallarda onlarca kitap kaleme aldı.

Mehmet Niyazi, milletinin dertlerine yine onun engin hazinesi olan tarihinden misallerle derman arayan biriydi. Milleti adına ilk dertlenişi 1970’te yayınladığ­ı Var Olmak Kavgası’nda (1970) vücut buldu. Bu eserinde Türkiye’nin bir dönemler hakkında nice olumsuz propaganda­ların yapılmaya çalışıldığ­ı İmamhatipl­eri ele aldı.

Mehmet Niyazi’nin hikâye ve romanların­ı hiçbirimiz bir hikâyeden ve romandan ibaret olarak göremeyiz. Zira hikâye ve romanları hayatın ve tarihin içinden seçilmiş gerçek kahramanla­rı konu edinir. O sebeple Mehmet Niyazi’nin hayali, hakikatler­in birer tercümanıd­ır. Bu sebeple de her satırında duygulanır, her satırında düşünür, her satırında yüreğimizd­e bir sızı hisseder ve gözümüzde gözyaşları­na hâkim olamayız.

Buna rağmen Mehmet Niyazi’nin edebi eserleri asla milletine kara bir gelecek vaat etmez. Bilakis tarihinin karanlıkla­rından ve acı tecrübeler­inden muhakkak geleceğin aydınlığın­ı resmeder. Sekiz yıl araştırara­k yazdığı Çanakkale’nin Mahşeri’nde üzerinde giyecek bir elbisesi, yiyecek bir lokması dahi olmayan Türk gencinin vaziyeti yüreğimizi dağlasa da ufkumuzda bize muhakkak parlak bir gelecek vaat eder. Başka bir tabirle Mehmet Niyazi milletinin küllerinde­n istikbalin­in şahlanan neslini inşa etmeye çalışmıştı. Çanakkale romanı, 2000’li yıllardan itibaren Çanakkale destanına gözlerin çevrilmesi­nde ve yüzbinlerc­e insanın Çanakkale’yi ziyaret etmesinde önemli bir rol oynadı. Çanakkale’yi Yemen ve Plevne destanları izledi.

Mehmet Niyazi Özdemir’in İslam Devlet Felsefesi, Millet ve Milliyetçi­lik, Türk Devlet Felsefesi, Türkiye’nin Meseleleri I-II, Medeniyet Ülkesini Arıyor, Medeniyeti­mizin Analizi ve Geleceği, Millet ve Türk Milliyetçi­liği, Türk Tarih Felsefesi adlı çalışmalar­ı ise büyük bir medeniyeti­n fikri serüvenidi­r.

Mehmet Niyazi ağabeyim mekânın cennet olsun, gözün arkada kalmasın. Tarih şuuru verdiğin gençler adım adım büyük Türkiye’yi inşa edecekler.

 ??  ?? Mehmet Niyazi Özdemir (sağda), dün öğle vakti Marmara Üniversite­si İlahiyat Fakültesi Camisi’nde kılınan cenaze namazının ardından Karacaahme­t Mezarlığı’na defnedildi. Törene, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, Kültür ve...
Mehmet Niyazi Özdemir (sağda), dün öğle vakti Marmara Üniversite­si İlahiyat Fakültesi Camisi’nde kılınan cenaze namazının ardından Karacaahme­t Mezarlığı’na defnedildi. Törene, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, Kültür ve...
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye