Sabah

Gelin çiçek derelim..

- Hıncal ULUd HINCAL’IN YERİ

İ şte bir Anneler Günü daha.. Ve yazıyı biliyorsun­uz artık. Hatta ezberledin­iz belki.

Bir Hıncal Uluç Klasiği.. Ben yaşadıkça, annemi yaşatacak yazım, bir daha.. Kim bilir kaçıncı defa.. 6uat 8luç’u çok erken kayEettik..

O bize, biz ona doyamadık, ama kısacık ömründe dört evladını, “Biz” yapan o..

Dünyanın en güzel, en muhteşem annesi o..

Abarttım mı?.. Yapmayın.. Sizinki de öyle değil mi?.

Tüm annelerin günü kutlu olsun.. Bu güzel, bu anlamlı, bu duygu dolu günü icat ve tüm Annelere armağan edenlere de teşekkür!..

★★★

Sene 1966 Mart ayı Muhabere Yedek Subay Okulu’nda öğrencilik dönemim bitmek üzere..

Günlerden çarşamba, ertesi gün kura çekeceğiz.. 1.5 yıl görev yapacağımı­z yeri belirlemek üzere..

Eve geldim, annem odasında hüngür hüngür ağlıyor.. Odasından zaten haftalardı­r çıkmıyor.. Her gün vücudunun bir başka organına yayılan bir hastalığı var... Kanser.. Günleri sayılı... Gerçeği babam biliyor.. Bir gece ağlayarak bana anlattı, ben biliyorum.. “Hayrola anne” dedim. Babamla tartışmışl­ar. Babam asker.. Askerdi.. Şimdi milletveki­li.. Genelkurma­y başkanı sınıf arkadaşı.. Kara Kuvvetleri Komutanı da öyle.. Bir telefonu yeterli, benim Ankara’da kalmam için.. Annem yalvarmış.. Babam “Herkesin oğlu nasıl giderse, senin oğlun da gider... Bu vatanın iyi yeri kötü yeri olmaz” demiş, çarpmış kapıyı çıkmış gitmiş.. Annem kaderini bilmiyor, ama hissediyor olmalı ki, beni ille de yanında istiyor. Ne dediysem kesemedim ağlamasını.. Sonunda “Bak anne” dedim.. “Bu kadar çok mu istiyorsun Ankara’da kalmamı?” Sarıldı boynuma.. Dakikalarc­a öyle kaldık.. Kulağına “Merak etme anne” dedim. §0adem sen Eu kadar istiyorsun Een de Ankara’yı çekeceğim...

Sen bu gece dua et yalnız!..”

Ertesi gün kurayı yönetecek ekip geldi. Numaraları­mız okunuyor. Gidip çekiyoruz. Yüksük gibi bir şey. Açılıyor, içinden tayin yeriniz çıkıyor.. İnanılmaz bir duygu var içimde. Hiç heyecanlı değilim. Ankara’yı çekeceğimd­en eminim çünkü.. Bu nasıl bir inançtır, bugün hâlâ izah edemem...

Bir yüksük kaptım. Personel Albay’a uzattım “İçinde Ankara yazıyor Albayım” dedim, daha açmadan. Bir kaç saniye sonra mikrofonda yüksek sesle okudu.. “Muhabere Okulu Komutanlığ­ı Emrine... Ankara!...”

Annem heyecanla bekliyordu evde, yatağında oturmuş.. Elindeki upuzun tespihi ile...

Mutluluk gözlerinde nasıl ışıldıyord­u bilemezsin­iz... Belki de son mutluluğu.. Annem ertesi gün öldü... 44 yaşındaydı...

★★★

Bugün Anneler Günü..

Ne severim, Muammer Sun’un türküsünü..

Güneşin alası çok / Her evin çilesi çok / Analar çeker yükü / Kimsenin bilesi yok. / Çocuğa bakar anne / Evine tapar anne / Gece gündüz çalışır / Yarını yapar anne. / Anamız başımızda / Her öğün aşımızda / Ananın emeği var / Her iyi işimizde... / Gelin çiçek derelim / Yollarına serelim / Sevgi dolu türkülerle / Annemize verelim.

Annelerimi­ze bugün ne versek az!..

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye