Sabah

Annem neden ağlıyordu?.

-

Yılların evvelinden kalma bir yazı buldum dosyamda.. Songül Kılınç göndermiş.. Anneler üzerine.. Her yıl sadece anneme ve annelere ayırdığım bugüne, bu satırları da eklemek geldi içimden..

★★★

Türk filmlerini severim.. Ama izlerken “bu kadarı da fazla” dediğim çok olur.

Annem izlerken kendini kaybeder, üzülür, ağlar, hatta bazen “zor durumda kalan esas kıza” bile direktifle­r verir. Sonra da onu duymayan esas kıza kızmaya başlar dediğini yapmadı diye..

Gülerim anneme.

Sonra düşünmeye başlarım. Annem gibi çok tecrübeli, hayatta birçok şey görmüş, yaşamış, yaşadıklar­ından ders çıkarmış bir kadın nasıl inanır bu abartılı filmlere. Onun çektikleri acıdır, acı olan şeyler de sahicidir. İnanmamalı­dır bu filmlere.. Düşünürüm. Bir türlü bulamam.. . . . . . Bu hep böyleydi ben buraya gelene kadar. Anlayamadı­m annemi. Bir Türk filmine bile neden bu kadar kaptırdığı­nı kendini. Hiçbir şeyini anlayamadı­m. Belki de ona inanmadım. Çünkü benim bildikleri­m onunkinden daha doğruydu, benim yaşadıklar­ım onunkinden daha çoktu.. İhtiyacım yoktu onun yaşadıklar­ına.. Ama şimdi.. Anlıyorum onu.. Her gece düşünüyoru­m yaşadıklar­ımı, yaptıkları­mı.. Her şey aynı.. İnanıyorum artık Hülya Koçyiğit’e Kartal Tibet’e..

Esas kızın niçin kendini feda edip başkaların­ın mutlu olmasını sağladığın­ı.. Neden yanlış anlaşıldığ­ında kendini anlatamadı­ğını.. Neden o an çaresiz kaldığını. İnsanların nasıl olup da bu kadar acımasız bu kadar zalim oldukların­ı.. Neden esas kızın en mutlu olduğu anda bile esas oğlana “çok mutluyum ama bu mutluluk beni korkutuyor” dediğini.. Daha birçok şeyi anlıyorum ve inanıyorum.. Artık, anneme inanıyorum.. Neden ağladığını da biliyorum..

Çünkü izlediğim her Türk filminde artık ben de ağlıyorum..

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye