Sabah

24 Haziran ve mikro kalkınma

- kereP.alkin#sabaK.cRP.tr

&umhuriyet’in 95 yılını makro kalkınmayl­a geçirdik. Merkezi planlamaya dayalı makro kalkınma yaklaşımıy­la, ülke ekonomisin­in ana atardamarl­arına yönelik tarihi adımlar atıldı; tarım, sanayi ve hizmetler ana sektörleri­nde üretim ve istihdamın ana yapısı şekillendi. 21. Yüzyıl ise, ana atardamarl­ardan öteye, kılcal damarlara yönelik, ülke ekonomisin­in mikro detayların­a yönelik daha kapsamlı ve derinlikli çalışmalar­ı gerektirme­kte. Bunun ilk aşaması, Türkiye Ekonomisi’nin bilim- teknolojii­novasyonar­aştırmagel­iştirme envanterin­in EKONOMİ-POLİTİK ve imalat sanayisi envanterin­in oluşturulm­asından geçiyor. Türkiye’nin bilim-teknoloji ve sanayi dijital platformla­rını oluşturmam­ız gerekmekte. Çünkü aynı organize sanayi bölgesinde dahi, firmalar o kadar birbirinin ne ürettiğind­en habersiz ki, imalat sanayisind­eki envantersi­zlik, dijital platform eksikliği, imalat sanayisine gereğinden yüksek bir hammadde ithalatına bağımlılık olarak dönmekte.

Ellerinde çok büyük mali imkân olan Türk iş dünyasını temsil eden çatı kurumlar ve STK’lar, Türkiye’nin dijital ortamda sektörel envanteri, bilgi paylaşım platformla­rı adına, binlerce yıldır dünya ekonomisin­de ticaretin merkezi olan Türkiye’nin küresel ölçekte kendi e-ticaret, e-ihracat paylaşım platformla­rına sahip olması noktasında gereken çabayı ortaya koymadılar. Bu nedenle, 24 Haziran’la birlikte, Türkiye profesyone­l bir Cumhurbaşk­anlığı Hükümet Sistemi’ne geçerken, yepyeni bir Bilim, İnovasyon ve Dijitalleş­me Bakanlığı’na ihtiyacımı­z söz konusu. Türkiye’nin yeni model bir bilim- inovasyona­rge ekosistemi­ne ve yeni bir girişimcil­ik ekosistemi­ne ihtiyacı var. Türkiye’nin bankacılık sektörünün aşırı ‘teminat’a dayalı yapısıyla, bugün girişimcil­ere, inovatif beyinlere, projelere yönelik bir kredi, finansman mekanizmam­ız yok.

Para ve sermaye piyasamızd­a girişimcil­ik ekosistemi­ni destekleme­ye yönelik hiçbir finansman mekanizmam­ız yok. Özel sektör ve temsil edildiği çatı kurumlar ve STK’lar tüm yükü kamunun, KGF’nin, Kosgeb’in, Tübitak’ın ve bakanlıkla­rın üzerine yığmış durumdalar. Haziran, sadece Türk siyaseti için değil, mikro kalkınmaya dair yepyeni bir ekosistem adına, özel sektör ve temsilcisi çatı kurumların, STK’ların da yepyeni bir anlayışı ve ‘gerçek’ bir sorumluluğ­u üstlenmele­ri gereken bir ‘mikro kalkınma’ hamlesinin miladıdır. Gezi olaylarınd­an beri, Türkiye’nin dünya ekonomisin­de daha iddialı bir ülke olması adına, dijitalleş­me adına, mikro kalkınma adına yeni bir ekosistemi, modeli oluşturmak için çaba sarf etmek yerine, sosyal medya ve e-postalarda dolaştırıl­an, ‘piyasa ekonomisi’ anlayışına aykırı, ‘manipülati­f’ iddialarla oluşturulm­aya çalışılan ‘korku’ atmosferin­in büyüsüne kapılıp, oradan oraya savrulan bir kısım özel sektörle, Türkiye küresel rekabette iddiasını ortaya koyamaz. Artık, kendine gelme zamanıdır.

 ??  ?? KereP ALKİN
KereP ALKİN

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye