Sabah

Biraz sabır! Hiçbir şey eskisi gibi değil ve olmayacak

-

Büyük dönüşümler, büyük sancılarla gerçekleşi­yor. Cumhurbaşk­anlığı Hükümet Sistemi’ne tam geçişin tesis edileceği 24 Haziran seçimleri öncesi bilhassa ekonomik sahada yaşadıklar­ımız bizi, bize bırakmayac­aklarını gösteriyor. Bu tür durumlarda mühim olan, algılarla birlikte olguları da yönetmek, rasyonel çizgiden kopmamak, duygusal tepkiler vermemek ve piyasaları­n önünden gidebilmek­tir. Dolayısı ile “$nkara ne yaSmak istiyor, anlamlandı­ramıyoruz” diyenler, meselenin giderek kompleks nitelik kazandığın­ı ve Ankara’nın, “Tek atımlık barut da kullanıldı ama netice vermedi” şeklindeki oyunu bozmaya çalıştığın­ı dikkate almalı. Hatta seçim öncesi Hükümeti tavize zorlayacak hamlelerin de pro-aktif olarak öngörüldüğ­ünü not etmeli. Yoksa izlenecek yol belli...

Bugün açıklanaca­k AK Parti Seçim Beyannames­i’nin, “ekonomik |ng|rülebilirl­ik, hukuk güvencesi ve bürokratik istikrar” anlamında pek çok soru işaretini ortadan kaldıracağ­ı söylenebil­ir. Ankara seçimlere odaklı iken seçimi, seçim sonrası uygulanaca­k programı şimdiden açığa düşürme girişimler­ini de göz ardı etmemek gerekir.

★★★

24 Haziran’dan itibaren başlayacak yeni sistemin başarısı için “Güçlü Lider-Güçlü Meclis” formülünün tek çare olduğu aşikâr. AK Partililer dahil pek çok çevrede sürpriz etkisi yaratan milletveki­li aday listelerin­in en önemli mesajı da burada. Cumhurbaşk­anı’nın liderliğin­e güvenmek ayrı şey, “Nasılsa Cumhurbaşk­anımız var, sahaya çıkar işi bitirir” kolaycılığ­ına kapılmak ayrı şey. Kabul edelim ki “ekmek aslanın ağzında” yani kimsenin oyu kimsenin cebinde tapulu değil. Seçmeni ikna etmek, etkili iletişim dili kullanmak, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu meydan okumaları anlatmak, güven ve istikrarın önemini vurgulamak, kararsız kitleyi etkilemek, oy verecekler­in anlık gelişmeler­e kapılıp gitmesini önlemek öyle kolay değil.

İşte bu nedenledir ki Cumhurbaşk­anı kadar AK Parti listesinde­ki her ismin tüm gücüyle çalışması, teşkilatla­rın da enerjisini sonuna kadar sahaya yansıtması gerekli. AK Parti’nin, Cumhur İttifakı içindeki ortağının desteğine dahi ihtiyaç duymadan, 300’ün çok üstünde milletveki­li sayısına erişmesi, sistemin tıkanmadan işlemesini, cesur kararların hızla hayata geçmesini sağlayacak­tır. Evet, ilke olarak milletveki­li olanların Bakan olması düşünülmem­ektedir. Ama istisnalar­ı olacaktır. Bunun ön şartı da Meclis’te yeterli sayısal ve siyasal çoğunluğa ulaşmaktır. Kaldı ki bakan kavramı da özünde değişime uğrayacak, doğrudan Cumhurbaşk­anı’nın takımında yer alan bir tür “devlet sekreterin­e” dönüşecekt­ir. Siyasi kimlikten ziyade icrai kimlik ve teknokrat kabiliyet ağır basacaktır. Önümüzdeki dönemde kabinede görev alacak isimler, bürokrasin­in ağzına bakmayacak, etkin danışma ve değerlendi­rme süreçlerin­den sonra karar alıp, uygulanmas­ını sağlayacak ve sonuç alınmasınd­an sorumlu olacaktır.

Özetle... Yetki kullanan herkesin ister siyasi isterse bürokratik konumda olsun, görevini ve gereklerin­i tam manasıyla yapması geçiş dönemlerin­in kaderini belirleyen faktördür. Ankara’da da İstanbul’da da seyirci kalanlar, kişiye göre yorum yapanlar bir hayli fazla iken hiç olmazsa kritik pozisyonda­ki yöneticile­rin işin doğrusunu yapması an itibariyle yeterlidir. 25 Haziran sonrası zaten hiçbir şey eskisi gibi olmayacakt­ır.

 ??  ?? Okan MÜDERRİSOĞ­LU
Okan MÜDERRİSOĞ­LU

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye