Sabah

Bir 27 Mayıs anısı ve değişen siyaset!

-

2 7 Mayıs’tan yedi yıl sonrası...

Giriş sınavı için zamanın gözde kolejlerin­den birinin avlusunday­ız.

Kolej diyorum ya, hepsi o sıralarda bas bayağı misyoner okul ları. Ama bir kez girme yi başarıp mezun olursan sırtın yere gelmiyor, falan.

Avluda siyah göz lüklerinin ardına sak lanarak birbirleri­nden mesafelerc­e uzak duran iki grup var.

Çocuk gözümle bile dikkatimi çekiyor: İki grup da kılık kıyafet, hal ve tavır olarak birbirinin aynısı.

Ancak bir grup muzaffer ve kibirli duruşuyla belirginle­şiyor. Diğer grupta kırgın bir boyun eğiş, dudak kenarların­a yerleşmiş derin bir acı var.

Annemin elini sıkıp “kim bun lar?” diye soruyorum. Fısıldıyor: “Şuradakile­r CHP’li aileler. Onlardan uzak duranlar da 27 Mayıs’tan çok çekmiş aile ler...”

Bazılarını tanıyor annem, anla tıyor. Kim kimin karısı, çocuğu, torunu, vs...

Onca yıl geçmiş darbenin üzerinden ama yara izi kapan mamış, belli ki hâlâ kanıyor.

Çok meraklı, okuyan, soran bir çocuğum. Bayar’ı, Menderes’i, İnönü’yü ezbere biliyorum. Annemin anlattıkla­rını üç aşağı beş yukarı anlıyorum.

Sonra dönüp bizim gibi birkaç aileye göz gezdiriyor­um.

Onlara hem yakın hem de ne kadar yabancıyız! Bu iki gruba bakıp “Birbirine bunu yapan, halka neler yapar?” diye düşün müş müyümdür acaba? Sanmam. Çocuğum daha.

Ama o günden aklımda kalan bu manzara oluyor.

Çok uzun yıllar sonra daha net biçim de anladım tabii... 27 Mayıs darbesi millet iradesi ne karşı yapılmıştı­r ama kavga aynı “siyaset sınıfı” içinde çıkmıştır.

Askerleri darbeye kışkırtan CHP kadroları ve imtiyazlar­ını kaybet mek istemeyen yüksek bürokrasi milletle el ele tutuşan dünür lerini, yeğenlerin­i, dostlarını affetmemiş, onları darağacı na gönderecek kadar gözlerini karartmışt­ır.

Bunu şimdi niye böyle kalın çiz gilerle vurguluyor­um?

Bir nokta yanlış anlaşılmas­ın diye...

Doğrudur, 27 Mayıs’tan çıkartı lacak çok ders var.

Ama Türkiye’nin siyaset sosyolojis­inin derinden değiş tiğini de asla gözden kaçırmama lıyız.

Millet, kendisi bizzat siyaseten tecessüm ediyor.

Halk, demokrasin­in tam orta yerinde.

2002’nin siyasi tarihimizd­eki “devrimsel” yönü budur.

O yüzden her darbe heve si ve kalkışması perişan bir maceracılı­k haline geliyor.

O yüzden Türkiye’nin düşman ları bin türlü farklı tezgâhı devreye sokuyor.

 ??  ?? Haşmet BABAOĞLU
Haşmet BABAOĞLU

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye