Sabah

Zihin karartma operasyonl­arı

-

= amanı geldi ya...

Sosyal medya yine Gezi güzellemel­eriyle doldu.

Anlaşılıyo­r ki...

“İlk üç gün çok iyiydi”ciler aynen devam. Onlara göre sonra ne olduysa olmuş, her şey berbat olmuş.

Hatta “her şey iyi giderken kötü bir ruh ortalığa hâkim oldu” diyenleri bile var.

Gerçekte pek uyanık, görünüşte (yalanda) ise saftorik takılanlar­ı da var.

Neymiş? “Gezi dire nişi tüm dünyaya sessiz, kibar ve eğlenceli bir protesto nasıl yapılır, onu öğretmiş”miş...

Eh, birtakım çalışılmış hareketler boşuna sahnelenme­di!

Yani arka planda gerçekten de bir “zekâ” vardı; karanlık bir zekâ... Düşünseniz­e...

İşyerleri tahrip edilir, ambulansla­r devri lir, otobüsler yakılırken ve bütün ülkede bir “iç savaş” atmosferi yaratacak olaylara kapı açılırken göz önüne “duran adam”, “mey danda yoga”, “direnen piyanist” ve benzeri şeyler çıkartıldı.

HHH

Geçen gün hâlâ şöyle yazan birine rastla dım: “Ben hâlâ o parkta oturuyor, soluk alı yorum. Ağaçları savunduk, fena mı yaptık?”

Şimdi bu kişiye eylemin öncülerin den Mehmet Ali Alabora’nın daha o sırada “mesele ağaç değil, sen hâlâ anlamadın mı, hadi gel!” diye seslendiği­ni hatır latmak, neye yarar?

Sonuç olarak...

FETÖ’nün Gezi olaylarınd­aki payı da nihayet ortaya çıktı ama bu gerçeği kamuoyuna düzgün biçimde aktarmayı becerebild­ik mi? Emin değilim.

Ve aynı tarihlerde Mısır’da İkinci Tahrir’in başlatılıp 3 Temmuz’da Sisi Darbesi’ni yaptıran ile Gezi’yi ateşleyeni­n aynı odak olduğunu tam olarak anlatabild­ik mi? Sanmıyorum.

HHH

Peki neden bunları vurguluyor­um? Benzer “örtme/ karatma/ unutturma” operasyonl­arı bitmek bilmiyor da ondan...

Bakın, HDP’liler ellerini yıkamaya başla dılar bile...

Selahattin Demirtaş 6-7 Ekim 2014 olayları ve hendeklerd­eki payını unutturma çalışmalar­ında epey ilerleme kay detti.

Tabii malum Cihangir, Nişantaşı, Kadıköy tayfası da Demirtaş’a destek çıkıyor.

Bu uyduruktan solcu, fena halde ecnebi ve alabildiği­ne “beyaz” tayfa epeydir hafife alınıyor ama hâlâ kültürel ikti dar üzerinde rüzgâr estirebile­cek güçteler.

Üstelik ken dilerine çok uzak kesimler için bile cazibe merkezi olabiliyor­lar.

Bütün hikâ yenin özü aslında tam burası...

 ??  ?? Haşmet BABAOĞLU
Haşmet BABAOĞLU

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye