İMAN İBADETİ GEREKTİRİR
İman; kayıtsız ve şartsız bildirileni kabul etmek anlamına gelir. Yüce Allah’ın kitabında bildirdiklerinin doğruluğunu ve gerekliliğini kabullenmektir iman. Şartlı iman olmaz. Buna iman ediyorum, şunu kabul etmiyorum tarzındaki iman eksiktir. Sahibine fayda sağlamaz. “İmanın altı şartı vardır” ifadesi, bir hadisten alınmış bir genellemedir ve yanlış yorumlanmaktadır. Zira İslam’da iman edilmesi gereken hususlar altı şeyden ibaret değildir ki. Zinanın haram olduğuna iman etmek de imanın ve Müslüman olmanın şartıdır. Kumarın haram olduğuna iman etmek de imanın gereğidir. Kumar oynamak belki günahtır, ama kumarın haram olduğunu reddetmek imana zarar verir.
Hadiste ifade edilen imanın altı şartı, ilk Müslüman olana teklif edilecek olan hususlardır ve çoğu fizik ötesi âlemle ilgili konulardır. Çünkü imanda esas olan, görülmeyeni kabul etmektir. Kaldı ki Kuran’a iman, zaten bu altı şartın içindedir. Yani Kuran’dakilerin hepsine iman.
KALP TEMİZLİĞİ YETMEZ
Bazen ibadetten kaçmak ve günaha dalmak için şu mazereti ileri süreriz: “Benim kalbim temiz.” Namaz kılmak, iyilik yapmak, merhamet etmek gerekir dediğimizde de mazeret hazırdır. Şu namaz kılan var ya, aynı zamanda sahtekârlık ediyor, insanları aldatıyor deriz. Kendimizi rahatlatırız böylece. Doğrudur. Namaz kılanlar içinde de, kılmayanlar içinde de yanlışlık yapanlar vardır. Ama ölçü bu olmamalı. Hedef, Hz. Peygamber (s.a.v.) gibi, Hz. Ebubekir gibi, Hz. Ali gibi, Hz. Aişe, Hz. Fatıma gibi namaz kılıp temiz yaşamak olmalıdır. Kötüden, örnek olmaz ki. İyi dururken neden kötüyü örnek alıyoruz ki.
Sürekli, “Benim içim temiz” diyenlere Kuran-ı Kerim cevap veriyor: “O, sizi daha topraktan yarattığı zaman ve siz annelerinizin karınlarında bulunduğunuz sırada (bile), sizi en iyi bilendir. Bunun için kendinizi temize çıkarmayın. Çünkü O, kötülükten sakınanı daha iyi bilir.” (Necm, 53/32)
İman, edenin ibadet etmesi gerekir dedik. O zaman yapılacak ibadetlerin yansımalarına bakalım:
● Allah’ın emirleri yerine getirilince bereket oluşur. Ayet şöyle buyurur: “Eğer o memleketler halkı, iman edip Allah’tan korkmuş olsalardı, muhakkak ki üzerlerine yerden ve gökten bereket kapıları açardık.” (El-Araf, 96)
● İbadetler yerine getirilince gayeye erişilir. Zor yollar kolay hale gelir. Kuran buyuruyor ki: “Kim Allah’tan korkarsa (takvalı olursa) Allah onun işine bir kolaylık verir.” (Et-Talak, 2-4)
● Allah’a yakınlaşmak hayatı güzelleştirir, çekici hale getirir. Anlamlı kılar. Renklendirir. Tekdüzeliği kaldırır. Kuran şöyle buyuruyor: “Erkek veya dişi, mümin olduğu halde, kim iyi amel işlerse muhakkak onu güzel bir hayat ile yaşatacağız.” (En-Nahl, 97)
● İtaat ve ibadet; sıkıntıların, kaos ve psikolojik sarsıntıların en güzel ilacıdır. Allah şöyle buyuruyor: “Dikkat ediniz! Ancak Allah’ı anmakla kalpler yatışır ve huzur bulur.” (Ra’d, 28)
● İbadet her türlü belanın uzaklaşmasına vesile olur. Kuran haber veriyor: “Şüphesiz ki Allah müminleri (her türlü saldırı ve beladan) koruyacaktır.” (El-Hacc, 38)
● Allah’a yönelip ona itaat eden ve emirlerini yerine getirmeye çabalayanın yolunu Allah açar. Kuran bunu belgeliyor: “Allah’a gerçekten bağlanan ve dosdoğru yolda yürüyene tabii ki yardım edecektir. Allah iman edenlerin yardımcısıdır.” (Bakara 257)
● Allah’a yönelen insana karşı halkın kalbinde sevgi oluşur. Kuran-ı Kerim şöyle açıklıyor: “İman edip salih (Allah’ın razı olduğu güzel işler) amel işleyenler var ya, Rahman (olan Allah) onlara bir sevgi verecektir (onları gönüllere sevdirecektir).” (Meryem, 96)