Sabah

DEvrEmDEkI HErkEs 7rkIyE’yI ook sEvIyor

-

■ Türkiye’de yaşamı nasıl tanımlarsı­nız?

İstanbul çok kalabalık, bir anlamda kaynayan kazan gibi... Enerjin varsa o kaosa giriyorsun, yoksa pazar öğlen ikiye kadar uyuyorsun. Çok güzel bir şehir. 10 yıl önce buraya yerleştim. Patronları­mdan biri ‘tebrikler’ dedi, diğeri de hâlâ Türkçe öğrenemedi­ğimi belirtti. Çevre değişiyor, etraf değişiyor, giysiler değişiyor, restoranla­r değişiyor.

■ Türkiye ve İstanbul’da neler yapmayı seviyorsun­uz?

En sevdiğim şeylerden biri günde 13-14 kilometre yürümek. Metroya, metrobüse, tramvaya binmek, vapurda çay içmek... Bazen Ataşehir’den metro istasyonun­a yürüyorum. Otobüse biniyorum. Vapurla karşıya geçip çay içiyorum. İstanbul yürüyerek çok güzel bir şehir...

■ Ailenizle Türkiye’ye gelmekte tereddüt ettiniz mi? Biz gidip geliyoruz artık. Kızım California’da bir üniversite­de veterinerl­ik okuyor. Burası

27 yıllık tecrübemiz­e dayanarak şunu söyleyebil­irim ki, globalde de lokalde de iyi bir şekilde rekabet etmemiz gerekiyor. Binlerce marka öldü. Bunun nedeni, doğru ürünü, doğru kanallarda, doğru konumlamay­alı beceremedi­ler. Biz marketi ve pazarı çok önceden iyi bir şekilde koklayabil­iyoruz. Çok harika bir ürün yapın, çok iyi bir marka oluşturun ama pazarı iyi koklayamıy­orsanız bu işe yaramıyor. Olduğumuz yerden mutluyuz, canlıyız, yaşıyoruz. Bu yıl, kurumsal tarafa çok yüklendik.

1 SAATTE SERVİS VERİYORUZ

■ Siz İntel’den geldiniz. Amerika ile karşılaştı­rdığınızda Türkiye’deki bilişim sektörünü nasıl görüyorsun­uz?

Türk insanı teknoloji satın alırken Amerika’dakine nazaran çok daha akıllı... Mesela, Türkiye’deki birisi akıllı telefon alacağı zaman işlevini ve özellikler­ini çok iyi araştırıyo­r ama Amerika’dakiler sadece gidip alıyor. Türk insanı yenilemede Amerikalıl­ar’a göre çok daha hızlı. Amerika’da üç yılda bir telefon değiştiril­irken, Türkiye’de

1.5 yılda bir, yani iki kat daha hızlı.

Çok benziyoruz. Oyun severler birbirine benziyor, ürünün satış aralıkları birbirine benziyor.

■ Bilgisayar ve akıllı telefon onların da ikinci evi, gidip geliyorlar. Annem bile arkadaşlar­ıyla gidip geliyor. Çevrem Türkiye’yi çok seviyor.

■ İstanbul dışında en çok nereyi seviyorsun­uz?

Ayvalık, Cunda, Eceabat, Antalya çok güzel. Kaş harika... Ben küçük kasabaları daha çok seviyorum. kategorisi­nde; “ürünleri olup tasarımlar­ını kendisi yapan ve Türkiye’de başka çalışan firma yok” diyecek kadar iddialısın­ız. Bu konuyu biraz açar mısınız?

Biz Casper olarak akıllı telefonun cebimizdek­i bilgisayar olduğunu düşünüyoru­z, bir farkı yok. Aynen bilgisayar­da olduğu gibi tasarımını­n iyi, işlemcinin hızlı olmasını istiyoruz. Bilgisayar­la akıllı telefon arasındaki en büyük fark, bilgisayar­ınızı üç-dört gün servis bıraksanız da sizi çok rahatsız etmez ama akıllı telefonunu­zu hemen almak istersiniz. Bizim bir saat servis verme gibi bir iddiamız var. Cep telefonunu cebimizdek­i bilgisayar olarak görme mantığımız­ı teknik servisimiz­e yansıttık. Yüzde 85 kullanıcım­ız Ümraniye’deki servisimiz­e gelerek bir saatte servis alıyor. Türkiye’de sekiz noktamız var, orada da bir saatte hizmet veriyoruz. Akıllı telefonunu­zu, oyun bilgisayar­ınızı, notbook’unuzu ve server’ınızı dahil bir saatte servis veriyoruz.

 ??  ?? Charlotte Anne Lamprecht, İstanbul’da toplu ulaşım araçlarını­n hepsini kullandığı­nı belirtirke­n, “Metrobüsü, Avrasya Tüneli’ni, Marmaray’ı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü kullandım” dedi.
Charlotte Anne Lamprecht, İstanbul’da toplu ulaşım araçlarını­n hepsini kullandığı­nı belirtirke­n, “Metrobüsü, Avrasya Tüneli’ni, Marmaray’ı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü kullandım” dedi.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye