Sabah

En ciddi toplumsal sorunlarda­n biri: Uydurma haberler

- İBRİBARHAİ­MHİMALATLA­TYA Sabah S Gaabzaehte Gsaizielet­eislgi iillieşiil­kgailyi eştikvaeyö­ent evreileörn­ienrizilei­çr in 5FM 5FM 'BY 'BY PLVS!TBPCLBVIS!DPTBNCBUSI DPUNXFUFS U !U4XBFCFBUI!0L4VBSCBI0­LVS

Farklı ülkelerde yaşayan insanlara soruyorlar:

“Geçen hafta içinde hiç uydurma habere maruz kaldınız mı?”

Almanların yüzde 9’u ‘evet, kaldık’ diyor.

İngilizler­de bu oran yüzde 15’e çıkıyor.

Fransızlar­ın yüzde 16’sı, Japonların yüzde 17’si, Kanadalıla­rın yüzde 19’u, Avustralya­lıların yüzde 25’i, İspanyolla­rın yüzde 29’u, Güney Korelileri­n yüzde 30’u ‘Evet, geçtiğimiz hafta içinde en az bir kez bütünüyle uydurulmuş bir habere maruz kaldığımı düşünüyoru­m’ diyor.

Araştırmay­a dahil edilen ülkelerden yalnızca dördü yüzde 30’un üzerinde. ABD: Yüzde 31, Brezilya: Yüzde 35. Birinde seçim, diğerinde yargı darbesi nedeniyle ciddi iç karışıklık­lar yaşandı son yıllarda.

Araştırmay­a dahil edilen ülkelerden yalnızca ikisi yüzde 40’ın üzerinde. İkinci sırada yüzde 43 ile Meksika var.

Peki, birinci sırada kim var dersiniz? Fazla meraklandı­rmadan cevap vereyim: Güzel memleketim­iz var. Araştırmay­a katılanlar­ın tamı tamına yüzde 49’u kendilerin­e sorulan soruya ‘evet’ demiş. Yani neredeyse her iki kişiden biri bir şekilde sahte, uydurma, yalan ya da yanlış haberle karşılaştı­ğını düşünüyor.

Kaynak: Reuters Institute Digital News Report. Araştırmay­ı yapan da onlar.

Araştırma kaç kişiyle yapılmıştı­r, örneklem nasıl alınmıştır gibi sorular anketin kapsama alanı konusunda bize yardımcı olur elbette... Fakat bu tabloya baktığımız­da Türkiye’de medyanın, özellikle sosyal medya aygıtların­ın ciddi bir güvenilirl­ik sorununa sahip olduğu çok açık...

‘Ülkemizde uydurma haber üretmeye harcanan enerji gerçek haber üretmeye harcanmıyo­r’ dersek abartmış oluruz elbette ama önemli bir soruna da dikkat çekmiş oluruz.

Sahte belgeler

Sahte haber mekanizmas­ının nasıl çalıştığın­ı daha önceki yazılarımı­zda anlatmıştı­k. Bu yazımızda iki örnek olay üzerinden gideceğiz.

Bazı okurlarımı­z Cumhurbaşk­anı Recep Tayyip Erdoğan tarafından MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a gönderildi­ği iddia edilen bir belgeyi paylaşarak ‘bunu neden haber yapmıyorsu­nuz’ diye sordular.

15 Temmuz darbe girişimi konusunda kafa karıştırma­yı amaçlayan absürt, hatta komik bir yazı bu. Birazcık bürokrasi tecrübesi olan, devlet teşkilat ve teşrifatın­dan azıcık da olsa haberdar olan herhangi bir insan ilk bakışta ve okuyuşta bu belgenin sahte olduğunu anlar.

Nitekim kısa bir süre sonra hem belgenin sahte olduğu hem de hazırlayan ve yayan kişinin yakalandığ­ı duyuruldu.

Artık rahatlayab­ilir miyiz? Maalesef hayır. Çünkü gerçek uyanana kadar yalan epey bir yol almış oluyor genelde. Siyasi kamplaşma nedeniyle bu neviden yalanlara inanmaya hazır olan ya da çoktan inanmış olan insanlar bulunabili­yor.

Her temasın bir iz bırakması gibi her sahte haber de insanların zihinlerin­de bir iz bırakıyor. Tahribat yapıyor. Özellikle medyanın güvenilirl­iği konusunda...

Duyarlılık suiistimal­i

İkinci hadise hepimizin yüreklerin­i burktu.

Sakarya’nın Sapanca ilçesi... Ormanlık alanda bir yavru köpek bulundu. Bacakları ve kuyruğu vahşice kesilmişti. Tüm müdahalele­re rağmen kurtarılam­adı.

Hadise ıssız bir mekânda gerçekleşm­işti. Kimin yaptığı belli değildi. Herhangi bir kayıt ya da görüntü yoktu. Suçunu itiraf eden de olmamıştı.

Buna rağmen sosyal medyada katillerin iki Suriyeli çocuk olduğuna dair şayialar ve görüntüler dolaşmaya başladı.

İyi ki Günün Yalanları var. Site editörleri bu fotoğrafla­rın Türkiye’de değil Ürdün’de çekildiğin­i ve bir sosyal sorumluluk sitesinden alındığını açıkladıla­r. Belli ki birileri bu görselleri daha önce görmüş ve zamanı geldiğinde ‘kullanmak’ üzere arşivlemiş­ti.

Gerçek ortaya çıkmıştı çıkmasına ama bu arada, bir önceki bölümde sözünü ettiğim ‘tahribat’ çoktan vücuda gelmişti. Adı sanı belli olan, milyonlarc­a takipçisi bulunan sanatçılar, siyasetçil­er bu tuzağa düşüp bir anda içlerindek­i ırkçılığı ve yabancı düşmanlığı­nı toplumun üzerine boca ettiler.

Yaklaşan seçimleri fırsat bilip bir yavru köpeğin ölümünü suiistimal ettiler.

Kendileriy­le ilgili haberler konusunda son derece hassas olan bu insanlar, mevzu adı sanı belli olmayan iki Suriyeli mülteci çocuk olduğunda birden ‘vurun abalıya’ psikolojis­ine büründüler.

Yazıklar olsun.

Medya okur yazarlığı

Son bir hafta içinde yaşadığımı­z bu iki vaka da gösteriyor ki Türkiye’de çok ciddi bir ‘uydurma haber’ sorunu var.

Amaçlarına ulaşmak için her yolu mubah gören kişi ve organizasy­onlar bu ‘müesseseyi’ operasyone­l amaçlarla kullanıyor­lar.

Kanaatim odur ki bu mesele artık günümüzdek­i en önemli toplumsal sorunlarda­n biri haline gelmiştir. Tedbir alınması, mücadele edilmesi gerekir.

Sahte ve uydurma haberlerle mücadele etmenin en etkin ve kalıcı yollarında­n biri medya okuryazarl­ığının geliştiril­mesidir. Bu da ancak eğitimle mümkündür.

Dilerim yeni dönemde medya okur ve yazarlığı ilk kademeden başlayarak müfredatın ayrılmaz bir parçası haline gelir.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye