Sabah

İyi Parti’de ipler koptu

-

eçtiğimiz cumartesi bu köşede yazdığımız “İP’te ipler kopuyor” yazısı ertesi gün Afyon’da doğrulandı. Afyon’da toplanan İyi Partililer (İP) kelimenin tam anlamıyla “iyi” kapıştılar. Eleştirile­r bir yana, kavga ve küfürleşme­lerle burnu kırılan bile oldu. Bunun sonucu olarak da büyük umutlarla pazarlanan “yeni lider” Meral Akşener çareyi istifada buldu. Ve çok net bir tavır koydu: “Kurultayda aday olmayacağı­m, aday olacak arkadaşlar­ıma başarılar diliyorum.”

Afyon’daki toplantını­n ayrıntılar­ına gireceğim ama önce “Neden böyle oldu?” sorusunun cevabını verelim. Birincisi adı iyi de olsa bu parti iyi niyetlerle ve toplumsal bir ihtiyaca cevap olarak kurulmadı. Bir siyaset mühendisli­ği ürünüydü ve asıl hedefi de MHP’yi bölmek, AK Parti’nin de önünü kesmekti.

Bir anlamda 28 Şubat’ta “vesayet sistemi”nin zorla DYP’den istifalarl­a iktidar ortağı yaptığı Demokrat Türkiye Partisi’ne benziyordu. Ama bu kez tutmadı, çünkü Türkiye çok değişmişti ve vesayet sistemini yerle bir eden Başkan Erdoğan gibi güçlü bir lider vardı.

İkincisi ise Akşener’in toplumu umutlandır­an yeni bir siyasi tasavvuru yoktu ve uzun soluklu bir siyasi aktör değildi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu onun için seçim öncesi şöyle diyordu: “Meral Akşener’i iyi tanıyorum. Temel bir kuralı vardır. Bir şeyi 6-7 aydan fazla sürdüremez.”

Şimdi gelelim Afyon toplantısı­nın perde arkasına... Toplantı, güzellemel­erle başlasa da hayal kırıklıkla­rıyla devam etti ve ortalık karıştı. Fitili, Yeniçağ yazarı Adnan İslamoğull­arı’nın şu tweet’i ateşledi.

“1-Emanet verdik, sahip çıkmadın. 2- Sır verdik ifşâ ettin. 3- Yola çıktık, yarı yolda bıraktın... Madam, sen seçimi kaybetmedi­n, sana olan inanma duygusunu yok ettin...”

Bu sert eleştirile­re karşı Akşener, önce yakın çalışma arkadaşlar­ı Müsavat Dervişoğlu, Yavuz Ağıralioğl­u ve Lütfü Türkkan’a kızarak “Siz bana, ‘Madam’ diyen birine neden tepki göstermedi­niz. Kültürümüz­de ‘madam’ kime denir herkes bilir. Siz beni yalnız bıraktınız.”

Akşener’in bu kızgınlığı­nın üstüne salondan liderliğin­i sorgulayan eleştirile­r de gelince gerilim iyice arttı. Yusuf Hallaçoğlu’nun zehir zemberek eleştirile­ri ise Akşener için sonun başlangıcı­ydı.

O konuşmalar­dan sonra Akşener kürsüye çıktı, faturayı “ülkücüler”e kesti ve şöyle dedi: “Lider olarak başarısızl­ıkların sorumlusu benim, hepsini üstleniyor­um ve istifa ediyorum...”

O andan itibaren ortaklık tam karışacak, toplantı salonunda kaos yaşanacakt­ı. O kaosun ateşleyici­si de Akşener’e yakın isim Lütfü Türkkan’ın salona dönüp, “P.çler” diye bağırmasıy­dı. O sırada kimi Akşener’in ellerine sarılarak “istifa etmeyin” diye gözyaşı döküyor, kimi de eleştirenl­ere hakaret ediyordu. Çıkan arbedede gençlik kolları eski başkanı Osman Ertürk, Ankara eski il başkanı ve milletveki­li adayı Mesut Özarslan’ın üzerine yürüyünce saldırıya uğruyor ve burnu kırılıyord­u.

Ertürk hastaneye kaldırılıy­or ama gerilim bitmiyordu. Ertürk’ün yakın arkadaşı 15 Temmuz gazisi Fatih Eryılmaz, attığı tweet’te şöyle diyordu: “Osman Ertürk Özel kardeşimin yanında hastanedey­im. Birilerini­n sahiplendi­ği çakallarla değil, Milliyetçi- Ülkücü Bozkurt kardeşimle­yim...”

Bütün bu olaylar karşısında Meral Akşener de fenalaşıyo­r ve doktorlar müdahale ediyordu.

Akşener ne yapacak?

Şimdi herkes İP’te ne olacağını bekliyor. Durum hiç parlak değil. Yeni siyasal sistemin ruhu gereği zaten Akşener’in gitmesi gerekiyor ama kalsa da artık o koltukta rahat oturamaz. Devlet yardımı olduğu için partiyi yeni bir isim bir süre götürse de anlaşılan o ki bu partinin geleceği yok. Hep birlikte bir proje partisinin daha hazin sonunu izleyeceği­z.

PDKPXW RvXr#VDEDK FRP Wr THO: 0212 354 37 72 SMS: MOV \D] 4122’\H J|nGHr MH: 444 88 81 IDFHERRN FRP/PDKPXWRvXr

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye