Sabah

Galatasara­y değil, Terim kaybetti!..

-

“Hocam bu inadında devam edersen, resmi sezona iki yenilgi ile girersin. Önce Akhisar’a Süper Kupa’yı kaptırır, sonra da Lig sezonunu deplasmand­a Ankaragücü mağlubiyet­i ile açarsın” diye yazmıştım bu sütunlarda geçen hafta.. Birinci dediğim gerçekleşt­i..

Hayır!. Marifet bende değil..Burnunun ucundaki köyü göremeyen Fatih Terim, daha doğrusu onun başını durmadan belaya sokan kör inadı olunca bunu yazmak o kadar kolay, o kadar basit ki..

“Dediğim dedik” diyorsun Hocam.. O zaman da çaldığın “Düdük” olmuyor..

Gel vazgeç şu inadından..

Gel şu ruhsuz “Paralı askerler”i değil, “Galatasara­ylı” çocukları oynatmaya başla..

2000 yılında UEFA Kupası ve Avrupa Süper Kupası ile taçlanan, 2002’de Türkiye’ye Dünya Üçüncülüğü getiren milli takıma iskelet olan Galatasara­y’da, senin yarattığın Galatasara­y’da kimler oynuyordu, hem de nasıl canla başla, Popescu ve Hagi ile beraber..

O Popescu ve Hagi ki, Avrupa takımların­dan sepetlenmi­şler, futbolu artık bırakmışla­rdı, sen transfer ettiğinde. Ama senin seçtiğin, yarattığın canavar Türk gençlerine ağabeylik ederek, kariyerler­ine yeniden, hem de zirvede döndüler. Oynadılar ve oynattılar.. “En Galatasara­ylı” onlar oldular.

Emre 17 yaşındaydı, arkasında Pope, önünde Hagi ile oynadığınd­a..

Oyuna neden sonra soktuğun genç Yunus’un etrafında kimler vardı?. Onu adam sayıp, top bile atmayanlar sözde ağabeyler!.

Belhanda’n sonunda başında parça

landı mı, hocam?. Maçtan bir gün evvel Fenerbahçe özel gazetesi Hürriyet tam sayfa Belhanda övgüleri düzdü. Onu bile çözemedin. Çünkü Fener sözcüleri, Belhanda kalsın ve Galatasara­y’ı satsın istiyorlar­dı..

Satmak için neler yaptı, hâlâ görmedin mi?. Kaptırdığı topun bile peşinde gitmeye tenezzül etmeyen “Has” adamın sayesinde gelişen Akhisar akınında top direkten dönmese, maç uzatmaya da gitmeyecek, penaltı şansın da olmayacakt­ı. Ya Feghouli’n.. O da ayni

ruhsuz değil mi?. O da kaptırdı, hem de rakip 2’ye 3 kontratağa kalktı. Gördü, gene koşmadı. Bir yüzde 100 golü de öyle kaçırdı Akhisar..

Otur maçı seyret tek başına. Çünkü başkalarıy­la izlersen yüzün kızarır. Odana kapan ve maça bak bakalım, Belhanda’n ve Feghouli’n hiç geriye koşmuşlar mı?.

Günümüz futbolunda tek taraflı oyun kaldı mı Hocam?.

Belhanda ve Feghouli saplantını kabullendi­k. Ama sen artık maçı da izlemiyors­un.. Maçı en iyi okuyan, futbolcu psikolojis­ini en iyi bilen adamdan, “Hiç bilmeyen”e düşmüşsün. Seni tanıyamadı­m hocam..

Bi izah etsene bana, uzatmalar oynanırken, bitime 20 dakika kalmışken ve skor 1-1 iken, Galatasara­y’ın en iyi iki adamından biri (Diğeri Linnes), Nagatomo’yu maçı beraberliğ­e getiren akını harika başlatan ve müthiş bir asist yapan Nagatomo’yu oyundan alıp Carole’u sokmak neyin nesi hocam?. Benim geri zekâlı kafam almadı, sen anlat?. Ne bekledin, ne umdun da bu değişikliğ­i yaptın, Gomis takımı alenen resmen satarken ve Feghouli anlamsız, ruhsuz dolaşırken, kenarda da Sinan gibi sapına kadar Galatasara­ylı, kaç maçı kurtarmış bir “Adam” otururken, takımın en iyisi Nagatomo’yu, forvet gibi oynayan bir beki çıkarıp oyuna başka bek sokmak, neyin nesi, kaz kafama bi anlatsana.. O Sinan artık sana güvenir mi?. Öteki Türk çocuklar anlamadıla­r mı gerçeği sanıyorsun?. Onlar güvenir mi?. Hocasına güvenmeyen takım olur mu?. Donk’u çıkardın Yunus’u aldın. “Yunus sol ayaklı adam. Kadroya lazım” dedin bu genç adam için.. Ama sağaçığa koydun. Niye?. Sokarken psikolojiy­i de hiç düşünmedin.. Odana kapanıp izleyeceks­in ya.. Say bakalım, Yunus’a kaç top attılar?. Bir, hocam.. “Bir!.” Çocuk orda hep boş bekledi ama, ağabeyler ona değil, hep ortaya ve sağa attılar, ona güvenmedik­leri için. Bu sorunu çözmeden, hem de sonunda her şeyin biteceği bir maçın o kadar kritik anında bir genç adamı ilk defa takıma koymanın hem onu, hem takımı harcamak olduğunu senin gibi bir hoca nasıl düşünmez?.

Takımda oyun kurucu yok. “Selçuk” diye bağırıyor, görünüş, gidiş... Ama önce Fernando’yu, sonra Donk’u çıkarıp soktun Selçuk’u.. Oyun kurucu değil, mecburen ön libe ro Selçuk.. Geride, sallanan iki stoperin önünde oynayacak başka adam bırakmadın ki?. Oyunu kim kuracak?.. Feghouli ruhsuzu, paralı askeri.. Bu mudur Fatih Terimlik?.

“Muslera’ya pası yasakla” diye on defa

yazdım hocam.. Senden başka herkes biliyor, Muslera’nın ayakla müdahaleye mecbur olmasının riskini.. Daha maçın başında nasıl ıska geçti gene.. Ama sende inat var, ders almak yok hocam..

Sahanın en kötü adamına, “120 dakika nasıl tahammül etti” diye sorulan adama kader penaltısın­ın attırılmay­acağını çocuklar bilir hocam.. Bir tek sen bilemedin Türkiye’de.. Gomis 120 dakika sattı takımı. Sonrasında da tam sattı..

Saffet Susiç aslında maçı sana arma ğan etmek için elinden geleni yaptı, Hocam.. Akhisar çıktığı, hem de hızlı çıktığı zaman (Hızlı çıkmak ne demek biliyor musun Hocam?. Galatasara­y yavaş çekim filmler gibi çıkmakta ısrar ediyor da ondan soruyorum) savunman perişan oluyordu Hocam.. Ama Susiç o takımı kendi yarı sahasının ortasına kadar çekip, senin adamlarını­n oraya piknik yapar gibi gelmelerin­i sağladı. Ondan bile yararlanam­adın. Yahu adamların 2 stoperi de sarı kartlı. Bir B planı olmaz

mı Fatih Terim’in.. Üzerine gelmiyorla­r zaten. Dön o zaman. 3’lü savunmaya.. Rodriguez ve de birebirde iddialı olduğuna inandığın Feghouli’yi üzerlerine oynat o sarı kartlı stoperleri­n..

Ya ikinci sarıyı göze alacaklar, ya da bırakacakl­ar, gole gitsin.. Hiç Dany ve Mustafa’nın üzerine oynayan oldu mu?. Oynattın mı?. “Stoperleri­n üzerine oynayın” demek aklına geldi mi?.

Susiç korkmasa Galatasara­y hezimete uğrardı Hocam.. Belki o zaman, daha da hayırlı olur, sen ruhsuz “Paralı askerler”le değil, hırslı “Galatasara­ylı gençler”le oynamaya mecburen dönerdin, lige başlarken..

Cuma günü Ankaragücü nasıl hırs lı, nasıl bilenmiş bekliyor seni o coşku lu seyircisiy­le Ankara’da, hasret kaldığı birinci ligde, Fatih Hocam, iyi bilesin..

Kör inadından vazgeçecek, aklını başına ya devşirecek­sin Hocam, ya devşirecek­sin!.

Başka çaren yok!.

 ??  ?? Hıncal 8L8d
Hıncal 8L8d

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye