Bu şerrin hayrı da...
Türkiye’nin ABD ile yaşadığı gerginlik, bir takım ekonomik sorunların kapısını aralasa da
“temel çelişkinin” gün gibi ortaya çıkmasını sağladı...
Türkiye gibi sömürgecilik döneminden, yani “atadan babadan” sermaye biriktirememiş ülkelerin asıl sorununun
iç dinamiklerden ziyade dışarısı olduğunu gözler önüne serdi.
Krizlerde Batı’yı haklı bulmayı “çağdaşlık” sananlarımız bile
bu kez Türkiye’nin maruz kaldığı hakkını veriyorlar. saldırının ABD’nin, yüzlerce yıldır sınırımızın değişmediği komşumuz İran’la olan ticaretimize soktuğu burnu gözlerinde hissediyorlar.
“İçişlerimizden, alış verişimizden sana ne” diye söyleniyorlar.
İçteki siyasi meselelerden ötürü kutuplaştıkları ve bir daha “barışamayacakları” söylenen
Türkiyelilerin bu yan yana gelişi
altın değerinde bir kazanım. Çünkü bu kez zemin ideolojik,
anti Amerikancı bir söylem değil... Yıllarca Üçüncü Dünya ligine mahkum edilmiş bir ülke halkının yaşayarak tercih ettiği bir ortaklık.
Kimi arkadaşlar yine iyimserliğime kızacaklar ama... Bu aklıselimin siyasette yansımaları olmaması imkansız; hem iktidar kanadında hem de muhalefet cephesinde.
Örneğin dün Rusya’dan alacağımız S-400’lerin teslim tarihinin yanı sıra alışverişin dolarla değil TL ile yapılacağı açıklandı. İktidarın önümüzdeki günlerde bu tarz başarılı icraatlarında arkasında hemfikir bir
kamuoyu bulması hepimizin cebinin hayrına. CHP’linin de, AK Partilinin de partisizin de...
16 yıldır çevreyi merkeze taşımayı başarıp orta sınıfı güçlendiren iktidarın bu güçlü meşruiyet zeminini daha genişletmek
isteyeceği kesin. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sık sık vurgu yaptığı bürokratik oligarşinin neden olduğu mağduriyetlerin artık daha çok göze batacağını da söyleyebiliriz. Muhalefetinse artık ulusal meseleleri meze yapıp dışarının elini güçlendiren taktiğiyle bu halktan oy bekleme konforu son buldu. Hamasete sarmak yerine Türkiye
için mantıklı olana kafa yormak zorundalar. Tabii ki belirginleşen ve geleceğin anahtarını içinde barındıran bu konsensüsün dışında kalmakta ısrar eden meczuplar da yok değil.
Ancak artık “bölücü” pozisyonlarını izah edebilecek hiçbir argümanları yok. Ne mantıken ne de ahlaken...
2nlar avuçlarını yalarken defalarca tekrarlanan trajedilerini ciddiye alıp kızmanın âlemi yok.
Zira, dedikleri gibi, izahı olmayanın ancak mizahı olur.
Anlayacağınız bu ganimet meraklısı hayırsızların bile faydası var, arada neşemizi buluyoruz işte.
melih.altinok@sabah.com.tr SMS: MA yaz 4122’ye gönder. (1.60 TL) MH: 444 88 81 Faks: (0212) 354 36 19