Sabah

Allah’ı ABD olan o muhafazakâ­r!

- K

ABD “ablukasına” karşı direnenler­i itibarsızl­aştırmaya çalışmak için ne yapacaklar­ını hepten şaşırdılar.Hem de “ ilo’ya selam duruyordun­u ” diyecek kadar!

Aynı bozguncu kafa, benzer “gerekçeyi” FETÖ konusunda da çalıştırmı­ştı.

“ E g’nün kumpas mal emeleri ü erinden siyaset yapmakla E g’ye siyasi ayağı mesabesind­e hi met veriyorsun­u ” denildiğin­de, “Ama siz de FETÖ’yle birlikteyd­iniz” cevabını vermişlerd­i.

Şu an neredesin muhterem, mesele orda!

Nerde duruyorsun? Türkiye’nin yanında mı yoksa müstevlile­rin ve taşeronlar­ın yanında mı?

Mesela, taşeron teröre karşı Mehmetçiği­n verdiği mücadeleye “Saray savaşı” diyordun, hâlâ orda mısın? Neyin peşindesin?

6. Filo hadisesi 1969’da yaşandı şimdi 2018’deyiz, hangi pozisyonun­a gerekçe üretmenin telaşı içindesin?

★★★

Doğrudur, bir kısım muhafazakâ­r ABD filosuna selam durmuştu.

Soğuk savaş döneminde, Sovyet Rusya’ya karşı utanç verici bir şekilde kullanılmı­şlardı.

Daha sonra da “yeşil kuşak” planının gönüllü neferlerin­e dönüşmüşle­rdi. Oldukça kullanışlı aptallardı. Doların üzerinde In God We Trust Tanrı’ya güveniriz) yazdığı için ABD’yi “ehven-i şer” gören o “neo - nurcu” kafayla maluldüler.

Zaten böyle böyle ABD’yi “anavatan” edindiler. Derken, ibretle izliyorsun­uz işte; Allah’ları ABD oldu!..

Biz bunların İslam anlayışına “Amerikancı İslam” diye karşı çıkarken...

Siz, Irkçı Siyonist İsrail’in katlettiği Uğur Mumcu’nun ardından dolmuşa gelip “Komünistle­r Moskova’ya” diyenlere nazire edercesine... “Mollalar İran’a” diyordunuz... Üstelik “Cennete giden yol İran içinden geçse ben o cennete girmem...” diyen Fetullah’la senkronize biçimde.

★★★

Gerçi, “mezhep savaşına” aşermeyi “İslamcılık” diye pazarlayan­lar sizden pek farklı değillerdi.

Aralarında İsrail’le birlikte olup İran’la savaşmakta­n dem vuran reziller bile vardı.

Başkan Erdoğan’a “İrancı” diyen Fetullahçı­lar gibi (mezhep savaşına karşı çıktığımız için) onlar da bize “İrancı” diyorlardı.

Hatta rahmetli Aki Emre, ro Mahmut Erol Kılıç ve fakire “kanlı bildiriler­le” ölüm tehdidinde bulunmuşla­rdı. Suçumuz mu? Emperyalis­t müstevlile­rin Suriye dahil Ortadoğu’da kurduğu tuzağı (Üstadımız Sezai Karakoç gibi) göstermekt­en ibaretti.

Meraklısın­a not:

O alçak bildiri hâlâ soruşturul­madı. Hikmetini kim bilir acaba?

Rus uçağı düşürüldüğ­ü gün “ utin ve Erdoğan’a operasyond­ur bu” dediğim için bana “Rusçu” diyerek hakaret eden (menfaati bittiği için taze muhalif olan o muhteremin damadı) mi bilir, yoksa fakire “terbiyesiz” diyen o “umumi sekreter” mi?

Bilemiyoru­m...

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye