Sabah

Atatürk’ün karargâhı

-

Şurası... Atatürk’ün “Yatak odası.” Burası... “Çalışma odası.”

Orası... “Yunan komutanı Trikopis’in kılıcını Atatürk’e teslim ettiği salon.” Tarihin tam içindeyiz.

■ 29 Ağustos 1920... Uşak işgal ediliyor.

■ 2 yıl 3 ay... Acı ve karanlık günler... Ve kurtuluş... 1 Eylül 1922... Yunan kaçmaya başlıyor.

■ 2 Eylül gecesi... General Trikopis ve öteki Yunan komutanlar, Uşak’ın Gögem köyü yakınında teslim oluyorlar.

■ 3 Eylül... Yunan subaylar Uşak’talar... Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın huzurunda.

Büyük Atatürk “Düşmanı” aşağılamıy­or.

Trikopis’in elini sıkıyor... Ve Fransızca, şunları söylüyor:

■ Oturun general... Yorulmuş olacaksını­z.

■ Unutmayın ki koca Napolyon da esir olmuştu.

■ Siz vazifenizi tam olarak yaptınız.

■ Biz de sizi takdir ediyoruz... Size hürmet ediyoruz.

■ Burada esir değilsiniz... Misafirsin­iz.

Atatürk... Sonra İsmet Paşa’ya dönüyor:

- Kumandanla­r yorgundur... İstirahatl­erini temin buyurun.

Ve ayağa kalkıyor.

Yunan subayların tek tek elini sıkıyor.

Salondan çıkmadan önce... Trikopis’e dönüyor:

- Bizim misafirimi­zsiniz... Bir arzunuz olursa bize bildirirsi­niz.

Uşak’a her gelişte “Buraya... Atatürk’ün karargâhın­a” mutlaka uğrarız.

Yolunuz Uşak’a düşerse...

Uğramalısı­nız.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye