Sabah

Elini ve gövdesini taşın altına uzatması gerekenler

Okan MÜDERRİSOĞ­LU

-

Hazine ve Maliye Bakanı %erat $lbayrak’ın açıkladığı “<eni (konomi Programı” ve yansımalar­ı üzerine değerlendi­rme yapmak için yeterli veriye sahibiz. Daha ilk dakikadan kabul edildiği üzere program “son dereFe gerçekçi.” <ani, rahatsızlı­ğı doğru teşhis ediyor, ekonomik anlamda doğru reçeteler içeriyor. Ama baştan beri biliyoruz ki yaşadığımı­z türbülansı­n ekonominin genel kuralları ile ilgili bölümleri kadar ekonomik olmayan bölümleri de var. Ve bunların başında Türkiye’ye yönelik açık ve örtülü dış politik kurgular ile stok hukuki sorunlar geliyor.

gnFelikle bir hususun altını çizelim... Bu sıralar belli çevrelerce pompalanma­ya çalışılan “kriz” ifadesi, kitabi anlamına uygun kullanılma­dı mı, kendi kendini üreten kehanete bürünebili­r! Bu da ülkeye ihanet demektir!

Mevcut şartlarda ekonomik davranışla­rı etkileyen psikolojik faktörleri ve güven unsurunu göz ardı edemeyiz. Ha, şunu söyleyebil­iriz. Herkesin kendine özgü sıkıntılar­ı, taşıma gücüne göre bireysel kriz olarak nitelendir­diği halleri olabilir. Ki bunlar da çok mühimdir. Kriz ise -Allah muhafazaöd­eme sistemleri­nin kilitlenme­si, paranın maliyetini­n ölçülebili­r olmaktan çıkması, karşılıklı taahhütler­in hiçbir şekilde yerine getirilmem­esidir. Çok şükür Türkiye ekonomisin­in ölçeği, birikimi, bağışıklığ­ı böyle bir durumla yan yana bile gelmemekte­dir. Bununla birlikte sokağın nabzı için “yaşam kalitesi” tabirinden yola çıkabiliri­z... Örneğin, ayağınız burkulsa canınız oradadır, gününüz sıkıntılı geçer. Mideniz ağrısa yediğiniz yemekten tat alamazsını­z. Ama genel sağlık durumunuz kriz olarak tanımlanma­z ve size yatalak muamelesi de yapılmaz. Tam da bu nedenle Türkiye ekonomisin­i “hasta adam” diye sunmaya çalışanlar­a karşı dikkatli olmak her duyarlı vatandaşın boynunun borcudur.

★★★

Daha önce de söyledim. Programa “inanç moral ve sabır” mutlak gereklilik. Hemen hafta başından itibaren 2da ve Borsa Konseyleri­nin Anadolu’da toplanması, büyük bankaların genel müdürlerin­in kritik üretim merkezleri­ni ve sanayicile­rini ziyaret etmesi, morali ayakta tutması bir görevdir. Derlenip, toparlanma için iki yıla ihtiyaç olduğu, büyümedeki yavaşlamay­ı yönetme becerisini­n önemi her fırsatta anlatılmal­ıdır. Her şeyi Ankara’dan beklemek yerine, inisiyatif alınmalıdı­r. Hazine ve Maliye Bakanlığı da programın alt metinlerin­i paylaşarak kamuoyunu ortak hedeflere yürüme noktasında cesaretlen­dirmelidir.

Ve nihayet bir gözlemimi aktarmam da yazar sorumluluğ­umun gereğidir.

Bugünlerde sesi fazla çıkanların, son yıllarda büyüyen, kazananlar olması, sade vatandaşın ise tevekkül ve sağduyu ile olaylara yaklaşması, üzerinde durulmaya değer bir tablodur!

Unutulmama­lıdır ki bireysel kurtuluşun­u arayanlar, günü kurtarsa bile itibarını ve sürdürüleb­ilirliğini kaybeder. Ekonominin, mali disiplin içinde dengelenip, büyük dönüşümü başarması için kimileri elini, kimileri de gövdesini taşın altına uzatmalıdı­r.

okan.muderrisog­lu@sabah.com.tr

 ??  ?? ANKARA’NIN NABZI
ANKARA’NIN NABZI

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye