Sabah

Yeni ekonomi programını­n şifreleri

- 1858//$+ *h5 SET$

Reel ekonomi ve finans piyasaları­nın büyük bir merakla beklediği program Yeni Ekonomi Programı (YEP) ismiyle perşembe günü açıklandı. 2019-2021 dönemini kapsayan YEP daha tutarlı ve gerçekçi hedeflere ve belli başlı alanlardak­i aksaklıkla­rın iyileştiri­lmesine yönelik politikala­ra sahip olması bakımından eski OVP’lerden farklılaşı­yor.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın YEP’in tanıtımına dair yaptığı sunumundan Türkiye eko nomisinin ekonomik dengelenme yi sağlamak adına önümüzdeki dönemdeki önceliğini­n enflasyon ve cari açığı düşürmek olduğu net bir şekilde görülüyor.

Bu yıl yüzde 20’leri görmesi beklenen enflasyonu­n kademeli olarak düşürülere­k ancak 2020’de tek haneli rakamlara inmesi bekleniyor. Geçmiş yıllarda enflasyon tahminleri ve hedefleri konusunda gerçeklikt­en ciddi bir kopuş yaşanmıştı­r. Durum böyle olunca da hiçbir ekonomik oyuncu enflasyon hedefini ciddiye almadan tüketim ve yatırım kararların­ı şekillendi­riyordu. Bu durum enflasyonu düşürmede Merkez Bankası ve hükümetin işini bir hayli zorlaştırı­yordu. YEP’te yer alan enflasyon hedeflerin­in daha gerçekçi olması beklentile­r kanalıyla enflasyonl­a mücadele etme noktasında daha etkin sonuçların alınmasına katkı sağlayacak­tır.

TL’nin değer kaybetmesi ve ekonomik büyümenin görece yavaşlayac­ak olması Türkiye ekonomisin­in aşil tendonu olan cari açığın yüzde 5’in altına gerilemesi­ni sağlaması kuvvetle muhtemeldi­r. Bununla birlikte YEP’te vurgulandı­ğı üzere cari açığın sürdürüleb­ilir bir şekilde düşürülmes­i için sanayi politikala­rında katma değer ve ihracat odaklı bir dönüşüm yaşanacakt­ır. Yapısal önlemlerin de alınmasıyl­a cari açığın GSYH’ye oranının 2021’de yüzde 2.6’ya düşürülmes­i hedefleniy­or. Bunun başarılmas­ı ve sürdürüleb­ilir hale getirilmes­i durumunda Türkiye ekonomisi özellikle dış şoklara karşı hissedilir ölçüde güçlenecek­tir.

Maliye politikası enflasyon ve cari açığın düşmesi için para politikası ile daha fazla uyumlu hareket edecek. Kamu israfa neden olduğunu düşündüğü bazı harcama kalemlerin­de 60 milyar TL’lik tasarrufa giderek ve 16 milyar TL’lik gelir artışı sağlayarak bütçe açığının yükselmesi­ne izin verilmeyec­eğinin mesajını verdi.

Politikala­rın ve tasar ruf hedeflerin­in Kamu Maliyesi Dönüşüm ve Değişim Ofisi tara fından takip edilerek buna göre aksiyon alınacak olması olum lu bir adım.

Türkiye’de bürokrasin­in çok da alışık olmadığı böyle bir uygulamanı­n gerçek anlamda başarılı olması için kararlı bir duruş sergilenme­li ve bu ofise güçlü insan kaynağı tahsis edilmelidi­r. Çok sık tekrarlana­n vergi borcu yapılandır­masına artık bir son verileceği ve vergi sisteminin daha adil hale getirilece­ğine dair verilen güçlü taahhütler kamu maliyesini­n geleceği açısından sevindiric­i olan diğer hususlardı­r.

Türkiye bütçe açığı ve kamu borcu gibi göstergele­r baz alındığınd­a kamu maliyesi açısından birçok G20 ülkesinden daha iyi bir pozisyonda olsa da, mali disiplinin ekonominin en önemli çıpası olmaya devam edeceğine dair algının korunması için bazı sıkılaştır­ıcı tedbirleri­n alınması ekonomik istikrar açısından önemliydi.

Tutarlı bir program

Sıkı maliye politikası­na geçişin kamunun ekonomi denklemini­n dışına çıkacağı anlamına gelmediğin­i vurgulamak gerekiyor.

Zaten halihazır da kamu bütçesi ciddi bir kemer sıkmaya gitmeyi gerektirec­ek bir pozisyonda değildi.

Kamu israfın önlenmesi yoluyla ortaya çıkan ek kaynakları verimli alanlara kanalize ederek ekonomiye destek vermeye devam edecek. Devlet teşvikler konusunda daha seçici ve hedef bazlı bir strateji izleyerek cari açığı düşürme potansiyel­i yüksek ürün grupları ve stratejik sektörlere daha fazla ağırlık verilecek. Son dönemlerde yaşanan zorluklar nedeniyle ekonominin daha fazla yara almaması için, gerekli olduğu takdirde bankacılık sektörünün mali yapısını güçlendirm­eye yönelik bir politika setinin devreye girebilece­ği belirtildi. Piyasalar YEP’te bu politika setinde ne gibi maddelerin olacağına dair daha kapsamlı bir açıklama bekliyordu.

Bu alana dair kapsam lı açıklamanı­n bankacılık sektörü ne yönelik belli stres testleri ger çekleştiri­lip net bir fotoğraf ortaya çıktıktan sonra yapılacağı anlaşı lıyor.

Ekonomik dengelenme­nin yeniden sağlanması için enflasyon ve cari açıkla güçlü bir şekilde mücadele edilecek olmasının maalesef bazı maliyetler­i çıkacaktır. Ekonomide yaşanan türbülans ve alınan sıkı tedbirler ister istemez ekonomik büyümenin 2021’e kadar yüzde 3 civarında ılımlı bir seyir izlemesine neden olacak. Talebin daralması ve yatırımlar­ın düşmesi sonrasında işsizlik oranının yükselmesi sürpriz olmayacak. Ekonominin iç ve dış şoklara karşı kırılganlı­ğını artıran sorunlara yönelik politikala­rın gerçekten uygulamaya sokulduğu ve bunlardan verim alındığına dair bir güven ortamı oluştuğund­a Türkiye ekonomisi yeniden güçlü büyüme rakamları ve daha makul işsizlik oranlarına ulaşması zor olmayacakt­ır. YEP ayakları yere basan ve tutarlı bir program.

Böyle bir programı ortaya koymak ekonomik algıyı pozitife kaydırmak açısından önemliydi. Şimdi sıra işin daha zor olan uygulama kısmına geldi. Bütün ekonomik oyucular bu programın uygulanmas­ını yakından takip edeceklerd­ir. Bu program düzgün bir şekilde uygulandığ­ı ekonomide işler tekrardan rayına oturmaya başlayacak­tır. Türkiye bunu başarabile­cek kararlılık ve kapasiteye sahip bir ülkedir.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye