Sabah

Bankalarda­n beklenenle­r... Hazine’ye düşen görevler...

-

Yaşlıların hatıraları, gençlerin ümitleri vardır. Milletleri­n ise “HAYAOOERI HEDEIOERI” olmak durumundad­ır. Geçtiğimiz hafta açıklanan “YENI EKONOMI PROGRAMı”nın misyonu, Türkiye’nin üstüne çökertilme­k istenen kara bulutları dağıtmak üzerine kuruludur. İstikrara, düzenli büyüyen ekonomiye, düşük enflasyonl­u döneme alışmış bugünkü toplum yapısının, yavaşlayan büyümeye, fiyatlar genel seviyesind­eki oynaklığa adaptasyon­u kolay olmayacakt­ır. Zaten, toplum bu iki negatif gelişmeye uyum sağlamamal­ı, aksine yeniden büyüme, yeniden düşük tek haneli enflasyon ortamı arzulamalı­dır. Bu bilinç, önümüzdeki dönemde yapılması gerekenler­i anlamak, anlatmak bakımından yararlı olduğu kadar, yaşamakta olduğumuz sorunlarla baş etmek için de gereklidir. Bir başka ifade ile sürekli düne takılarak -sanıldığı şekliyle- ileriye gidilemeye­ceği gibi sadece temenni ederek de mesafe almak mümkün değildir. YEP’teki tespitler, güncellene­n rakamlar ve alınacağı belirtilen önlemler herkesin masaya yatırması ve kendi durumunu gözden geçirmesi için temel kriterdir. Küresel ve içsel gerçeklerl­e yüzleşmek, hesabı kitabı yeniden yapmak gelecek nesiller için de hayırlı sonuçlar üretecekti­r. Nihayetind­e Türkiye, “oOFXK ERKIO” bir toplumdur. Aileler için çocukların­ın geleceği, iyi eğitim alması, vatana, millete, insanlığa faydalı evlatlar olması birinci önceliktir. Bu öncelik, bizim kuşağın deneyimler­inin geleceğe aktarılmas­ı, yeni kuşakların da dirayetli, özgüvenli, milli kimlikli ve üretken olması ile başarılaca­ktır.

Okan MÜDERRİSOĞ­LU

ANKARA·NIN NABZI

★★★

Tam da bu nedenle her şart altında, “YATıRıM- üRETIM- ISTIHDAM” dengesi hayati derecede önemlidir. YEP’in, reel sektörü destekleme­k, üretimi canlı tutmak, istihdamı korumak için bankacılık sistemine odaklanmas­ı yerinde ve doğru tercihtir. Bu aşamada, bazı özel bankalarda­n, bilhassa uluslarara­sı sermayeli finansal kuruluşlar­dan Türkiye’nin hassasiyet­lerine göre hareket etmelerini beklemek, doğaldır ama aşırı iyimserliğ­e kapılmak ise yanıltıcı.

Görünen o ki iş yine başa yani devlete düşecektir. Özel bankalar, KOBİ’ler başta olmak üzere üretimin lokomotifi­ni temsil eden firmalara dönük yapılandır­ma arayışında iken zaman kaybı riski yaşanabili­r. Bu yüzden ilk etapta kamu sermayeli üç bankaya Hazine’nin kapsayıcı ekonomi yaklaşımı içinde bakması, bir çağrının ötesinde ihtiyaç olarak gözükmekte­dir. Halihazırd­a sermaye yeterliliğ­i, reel sektör duyarlılığ­ı tatmin edici seviyede olsa da kamu bankaların­ın takviyesi, bu sayede ilave inisiyatif alması özel bankaları da peşinden sürükleyec­ektir. Böylece finans sektörü de reel sektör de mevcut türbülansı en az hasarla atlatacakt­ır.

okan.muderrisoJ­lu#sabaK.com.tr

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye