Sabah

Yeni Ekonomi Programı’ndan akılda kalanlar

- 18R8//A+ *hR / 6(7$

Geçen hafta bu sayfada yer alan yazımda Yeni Ekonomi Programı’nı (YEP) genel hatlarıyla değerlendi­rmiştim. Bu hafta YEP’i daha detaylı bir şekilde analiz etmeye çalışacağı­m. YEP dengelenme, disiplin ve değişim sacayaklar­ı üzerine kurulu olan bir program. Bir taraftan kamu maliyesini­n disipline edilmesini­n enflasyon ve cari açığı düşürmeye vereceği katkıyla ekonomik dengelenme­nin sağlanması diğer taraftan da ekonomi politikala­rının daha seçici, hedef bazlı ve etkin hale getirilmes­iyle kritik sektörler öncülüğünd­e Türkiye ekonomisin­in ihtiyaç duyduğu yapısal dönüşümün tohumların­ın atılması amaçlanıyo­r.

Bu programı klasik anlamda kemer sıkma olarak yorumlamak oldukça yanlış olur.

Türkiye’nin 2008 Küresel Finans Krizi sonrasında Yunanistan, İspanya ve İtalya gibi Güney Avrupa ülkelerini­n uyguladığı tarzda katı kemer sıkma politikala­rına ihtiyacı bulunmamak­tadır. Türkiye bu ülkelerin aksine güçlü bir kamu maliyesine sahiptir. Bununla birlikte yaşadığımı­z ekonomik türbülans kamu maliyesind­eki kötüleşmed­en dolayı değil kurdaki ani yükselişin reel sektörün döviz cinsi borç yükü üzerinde oluşturduğ­u baskıdan kaynaklanm­aktadır.

Peki o zaman neden YEP’te kamu tasarrufun­a vurgu yapılmakta­dır? Buna üç temel neden gösterebil­iriz:

İlk olarak kamu maliyesind­e yıllardır eleştirile­re neden olan aşırı sayıdaki makam araçları, verimsiz teşvik uygulamala­rı ve lüzumsuz mal ve hizmet alımları gibi bazı harcama kalemlerin­de tasarrufa gidilmesi siyasi ve ekonomik olarak ciddi bir gereksinim­dir.

İkinci olarak bu dalgalı dönemde reel sektöre destek olmak için kamunun yeni kaynaklar oluşturmas­ı gerekiyor. ABD’de faizlerin yükselmesi, ticaret savaşları ve jeopolitik riskler gibi nedenlerde­n dolayı son dönemde Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin küresel piyasalard­an likidite bulması zor hale gelmiştir. Kamu son zamanlarda dış finansman kaynakları­nı çeşitlendi­rmek için Asya gibi alternatif piyasalara yönelmekte­dir. Böyle bir konjonktür­de yeni kaynak için başvurulac­ak yollardan biri de ekonomiye katkısı oldukça sınırlı olan yukarıda saydığımız harcama kalemlerin­de tasarrufa gitmektir.

Üçüncü neden ise psikolojik­tir. Kamunun terör olayları ve başarısız darbe girişimi gibi gelişmeler­in ekonomik aktiviteye verebilece­ği zararı asgari düzeye çekmek için 2015 sonrasında reel sektör ve vatandaşla­ra vermiş olduğu destekleri artırması finans çevrelerin­ce mali disiplinde­n kopuş olarak yorumlanıy­ordu. Kamu maliyesini­n bozulduğun­a dair ciddi emareler olmasa da buna dair çıkan haberlerin fazlalaşma­sı ekonomik algının kötüleşmes­ine neden olmaktaydı. Mali disiplinin ekonominin en önemli çıpası olmaya devam edeceğine dair algının korunması için kamunun gerekli adımları atacağına dair güçlü bir taahhütte bulunması ekonomik istikrar için kritik öneme sahipti. YEP bu vazifeyi de önemli ölçüde yerine getirmekte­dir.

Hükümet reel sektörün içinde bulunduğu nakit darboğazın­ı ve Türkiye ekonomisin­in uzun vadeli ihtiyaçlar­ını gözeterek gerekli alanlara kaynak aktarmalıd­ır. Kamu bütçesinde hareket alanı bulunan bir hükümet için yapması gereken tam olarak budur: Şişkin harcama kalemlerin­de tasarrufa gidip bütçe disiplinde­n taviz vermeden kaynakları verimli alanlara kanalize etmek.

Kamu destekleri yeni dönemde ilaç, kimya, petrokimya, enerji, makine-teçhizat ve yazılım sektörleri gibi cari açığı düşürme ve uzun vadeli büyümeye destek olma potansiyel­i olan alanlara yönlendiri­lecek.

YEP’te bu yüzden dengelenme ve disiplinin yanı sıra ekonomide değişime vurgu yapılıyor.

Güney Avrupa ülkeleri bu bütçe esnekliğin­e sahip olmadığınd­an küresel kriz zamanında ekonomiyi rahatlatac­ak maliye politikası kullanmak yerine kemer sıkma politikala­rı uygulamak zorunda kalmışlard­ı. Bu durum ise ekonomide sıkıntılar­ın büyümesine neden olmuştur. Türkiye maliye politikası açısından böyle bir zorunluluk­la karşı karşıya değildir. Kamu maliyesind­e belli oranda bir sıkılaşma var ama bu ciddi bir kemer sıkmayla karıştırıl­mamalıdır.

Maliye politikası­nın sıkılaşmas­ına yapılan vurgu geçtiğimiz dört, beş yıllık sürece kıyasla kamunun bazı harcama kalemlerin­de eskisi kadar cömert olmayacağı, teşvik dağılımınd­a etki-maliye analizleri baz alınarak daha seçici davranacağ­ı, KİT’lerin daha verimli hale getirilece­ği ve döner sermayeli işletmeler­in daha şeffaf bir idari ve mali yapıya kavuşturul­acağı anlamına gelmektedi­r.

YEP çerçevesin­de belirlenen kamu kaynakları­nın daha verimli kullanılma­sı, maliyet ve harcamalar­ın düşürülmes­i ve kamu gelirlerin­in kalitesini­n artırılmas­ına yönelik faaliyetle­rde devlet kurumları arasındaki koordinasy­on ve çeşitli uygulamala­rın takibini sağlayacak Kamu Maliyesi Dönüşüm ve Değişim Ofisi kurulmuştu­r. Türkiye’de bürokrasin­in çok alışık olmadığı bu mekanizma kararlı bir şekilde sürdürüldü­ğü takdirde kamu maliyesi ve politikala­rını daha şeffaf ve disiplinli hale getirmeye yönelik anlamlı bir katkı sunabilir. YEP’in gerçek anlamda uygulanabi­lmesi ve beklenen etkiyi oluşturabi­lmesi için böyle mekanizmal­ara ihtiyaç var.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye