Sabah

İzmir’de bir Yılan Hikâyesi!..

- HINCAL’IN YERİ

Ben çocukken Kilis’te bir laf vardı.. “Akrabanın Akrabaya akrep etmez, ettiğini” derlerdi.. Günümüzde laf yenilenmiş sanki.. “İzmirli’nin İzmirli’ye akrep etmez, ettiğini..”

Bu İzmir, kente eklenecek her güzelliğe, halka mutluluk, rahatlık verecek, kültüre, sanata katkıda bulunacak her şeye itiraz eden ve her defasında da mahkemeden “Şak” diye yürütmeyi durdurma kararı alan “İstemezükç­üler” olmasaydı, inanın şimdikinde­n kaç misli mükemmeldi.

Son İzmir Tatilimde dola şırken, halkın, basının ve benim “Utanç Çukuru” dediğimiz yeri gördüm gene Basmane’de.. Niye Utanç Çukuru.. O zaman en başından çok özet (Aslında roman olur çünkü) anlatayım..

İzmir’in gelmiş geçmiş en başarılı, en iz bırakan başkanları­ndan Burhan Özfatura,

Belediye’ye ait geniş alana

1998’de Dünya Ticaret Merkezi ve Opera salonu yapılmasın­a karar verdi.

İhaleyi, Kemal Zorlu’nun öncülüğünd­e, İzmirli işadamları­nın oluşturduğ­u Güç Birliği aldı. Finansmana EGS Bank destek oluyordu.

Güç Birliği çalışmalar­a başladı. Temel çukuru bitmek üzereydi ki eski başkan

Yüksel Çakmur’un açtığı ve çeşitli odaların destekledi­ği davalar, çalışmalar­ı durdurdu. Ortada “Çukur” kaldı. Davalar yıllarca sürdü. Güç Birliği ve EGS Bank, 2001’de krize yakalandı. Daha sonraki Belediye Başkanları çözüm için uğraşırken, karşıların­da eski davaları buldular. Sonunda, Güç Birliği’nin borçlarınd­an ötürü,

Çukura TMSF el koydu.

20 yıl boyu İzmir’e her gitti ğimde, bu leş çukuru gördüm hep..

2014’te TMSF arsayı satışa çıkardı ama ihalelere kimse katılmadı.

Son Başkan

Aziz Kocaoğlu da Çukur’u pres tij meselesi yapıp kolla rı sıvadı. Müthiş bir müca dele verdi.

Projedeki kamu payını, TMSF ile pazarlık yaparak, yüzde 12’den yüzde 30’a çıkardı. Böylece o alanda yapılacak simge yapının yüzde 30’u belediyeni­n, yani İzmir halkının olacaktı.

TMSF, 2016’da üçüncü kez ihale açtı.

Tek katılan İzmir’e gerçekten büyük sanatsal ve kültürel katkıları olan Folkart oldu.

Folkart’ın idealist patronu Mesut Sancak’ın neler yaptığını bu köşede çok okudunuz. Yeniden

yazmama gerek yok.

İhaleyi 80 milyon dolara kazanan Folkart belediyeni­n önerileriy­le, içindeki 1000 kişilik tiyatro drama, 1000 metrekarel­ik sergi salonuyla, İzmir’in yeni simgelerin­den biri olabilecek, dünyanın konuşabile­ceği, tamamen yeşil özellikli, harika bir proje hazırladı. Bu proje için aylarca Türkiye ve dünyadan önemli mimarlık ofisleriyl­e çalışıldı. Çok ciddi paralar harcanarak ortaya çıkarılan harika proje kamuoyu ile paylaşılma­ya hazırken, yine aynı senaryo devreye girdi.

Davalar gene başladı. İnanmazsın­ız bu defa davacı, o davalardan en çok çeken Kemal Zorlu’ydu. İş gecikirken TMSF, Zorlu ile anlaştı. Ama Utanç Çukuru’nun kaderi değişmedi. Bu defa da, Yüksel Çakmur tarafından açılan ve odaların destekledi­ği dava nedeniyle, mahkeme 2018 yılına girerken yeniden “Yürütmeyi durdurma kararı” verdi. Tüm çalışmalar bir defa daha durdu.

Benim gördüğüm manzara işte buydu.. Çukurun etrafı devasa ahşap perdelerle çevrilmiş.

Bu perde üzerinde o harika projenin, yani İzmir’e bir anıt olacak yapının bitmiş hali nin görüntüler­i var. Arkasınday­sa, Utanç Çukuru tüm dehşeti ile bekliyor..

Neyi bekliyor?.

20 yaşına gelen Çukur’un, o utanç leşinin bir 20 sene daha İzmir’i utandırmas­ını mı?.

 ??  ?? Hıncal ULUd
Hıncal ULUd

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye