“Gece mehtabı getirsem yanına/ bir şey yapabildim diyemem hatırana”
‘Türkiye, dünyaya model ülke’
TÜRK insanının ‘peygamber ocağı’ deyişiyle tarih boyunca bağrına bastığı TSK’nın vicdan ve iman sahibi askerleri, Suriye’deki zulümden kaçan mazlumlara her daim şefkat elini uzattı. Muhammed Mahir Hadri
SURİYE’DE, Esad rejiminin zulmünden kaçanlar, kültürel çeşitliliklerin tarih boyunca harmanlandığı Türkiye’ye mesleki uzmanlıklarıyla, zanaatlarıyla, bilim, edebiyat ve sanat alanındaki derinlikleriyle de geldi. Suriyeli terzi Muhammed Mahir Hadri, Türkiye’de Kuran-ı Kerim’i kumaş üzerine işleyerek kültürel zenginliğimize zenginlik kattı. Suriyeli kozmonot M. Ahmed Faris ülkesinin uzaya giden ilk insanı olmuştu. Faris, şimdi Türk üniversitelerinde uzay dersleri veriyor. Şanlıurfa’daki mülteci kampına gelen doktor Amir El Abdullah kulak burun boğaz uzmanı. Eşi eczacı olan Abdullah’ın bir oğlu Cerrahpaşa’da diğer oğlu Harran Üniversitesi’nde tıp okuyor. Suriyeli gol kralı İbrahim El Ahmed
Dün bir PKK tuzağında şehit olan yedi askerimizin acısını yüreğinde hissetmeyen Türkiye insanı var mıdır acaba? PKK’lı hainlerin emellerini sivil siyasete taşıyanlar ne düşünüyorlar şimdi? Ya da bu şehitlerin haberi geldiğinde sevinenler kimlerdir dersiniz?
Şehitlerimiz Astsubay Ömer Yiğit Ulus (İzmir)/ Uzman Çavuş Süleyman Aydın (Amasya)/ Uzman Çavuş Özgürcan İnce (Ankara)/ Uzman BAŞYAZI
Çavuş Okan Dinçer (Balıkesir)/ Uzman Çavuş Neşet Gök (Eskişehir)/ Uzman Çavuş Uğur Göksu (Samsun)/ Uzman Çavuş Ali Hekim (Antalya)
Gündemin en önemli maddesi
Şehitlerimizi saygı, minnet ve rahmetle anıyorum... Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da söylediği gibi “Şehitlerimizin kanlarını yerde bırakmayacağız. Bu saldırılar bizim düşmana olan hırsımızı ve kinimizi artırıyor.” Ve bu olayda şehit olanlar gibi veya 15 Temmuz darbe girişimine karşı bedenlerini siper edip şehit olanlar gibi, bu vatanın insanlarının gündemindeki en önemli konunun, iç ve dış düşmanlara karşı mücadeleyi, gereğinde canlarını ortaya koyarak hiç aksatmadan sürdürmek olduğu görülüyor...
Şehitler için
Şehitlerimizin ailelerinin ve yakınlarının acılarını paylaşmak, onlar için yapacaklarımızın sadece küçük bir parçası... Aslında şehitlere ne yapsak borcumuzu ödeyemeyiz. Mehmet Akif Ersoy “Çanakkale Şehitleri” için yazdığı dizelerde bunu en iyi anlatmamış mı? Şair önce şehidi tasvir ediyor...
Yaralanmış tertemiz alnı...
“...Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar.../ O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,/ Yaralanmış tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,/ Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!/ Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!/ Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.”
Ve sonra, “Ne yaparsak yapalım, sana borcumuzu ödeyemeyiz” duygusunu şöyle seslendiriyor:
Mehtabı getirsem yanına
“...Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,/ Yedi kandilli Süreyyâ’yı uzatsam oradan;/ Sen bu âvîzenin altında, bürünmüş kanına,/ Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,/ Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;/ Gündüzün fecr ile âvîzeni lebriz etsem;/ Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana.../ Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana.” BİRLEŞMİŞ Milletler
Nüfus Fonu (UNFPA) Doğu Avrupa ve Orta Asya Bölge Direktörü Alanna Armitage, “Milyonlarca mülteci Türkiye’de yaşıyor. Türkiye’nin, gerçekten muhtaç durumdaki bu nüfusa gösterdiği misafirperverliğin ve onlara sağladığı imkanların bir model olduğunu düşünüyorum” dedi. Ammar RaMab Tabbab ile Mahmoud El TaZil İbrahim El Ahmed Türkiye’de garsonluk yaparak geçiniyor. Suriyeli mülteci şairler Ammar Rajab Tabbab ile Mahmoud El Tawil şiirlerini Türkçe’ye çevirterek yayımladı.