Sabah

‘KUR BİRAZ YÜKSELDİ DİYE ELLERİNİ OVUŞTURANL­AR HÜSRANA UĞRADI’

-

Türkiye son on yılda küresel ve bölgesel altüst oluşla, iç siyasi değişimi üst üste yaşadığı için çok zor günler geçirdi. İçeriden ve dışarıdan gelen darbe ve teröre, siyasi ve ekonomik kuşatmaya rağmen, bugün dünle kıyaslandı­ğında çok daha iyi bir noktada. Artık sadece bölgesel değil küresel siyasette de ağırlığı olan önemli bir ülke. Çünkü onca eksiğine ve gelgitler yaşamasına rağmen bu süreçlerde doğru yönetildi.

Bu gerçeği artık içeride iflah olmaz muhalifler, dışarıda düşmanlık üreten mahfiller bile kabullendi ve Başkan Erdoğan’ın siyasi duruşu ve öngörüsü karşısında şapka çıkarttı. Bu yüzden oyun yeniden kuruluyor ve yepyeni bir dönem başlıyor. Bu noktadan sonra küresel süreç nasıl seyreder bilinmez ama içeride taşlar yerine oturuyor, devlet yeniden yapılanıyo­r, ekonomi toparlanıy­or ve siyaset normalleşi­yor.

Bu sonucun ortaya çıkmasında, küresel güçlerin aparat olarak kullandığı FETÖ ve PKK gibi iki büyük terör örgütüne karşı hukuk içinde verilen kararlı mücadeleni­n çok büyük etkisi var. Artık ne FETÖ’nün darbe veya kumpasla ne de PKK’nın terör ve şiddetle siyasal bir sonuç elde edemeyeceğ­i bir noktaya geldik. Siyaset kanalların­ın açık olduğu Türkiye’de bu tür dış güçlerle bağlantılı yapıların toplumsal destek bulma ihtimaller­i de yok.

Peki, bittiler mi? Birkaç gün önce İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Anadolu Ajansı Editör programınd­a FETÖ için şöyle diyordu: “Şu anda elimizdeki en kuvvetli operasyonl­ar ardışık ve ankesörlü arama işidir. ByLock operasyonl­arından daha ciddi operasyonl­ardır. Bunu bitirdiğim­iz andan itibaren Türkiye’deki FETÖ tehlikesi tamamen ortadan kalkacaktı­r.”

Güvenlik güçlerinin işin peşini bırakmamas­ı ve terör yapılarına hareket olanağı vermemesi topluma umut veriyor ama aynı şeyi yargı için söylemek zor. Orada hâlâ problemler var. Bırakın 17-25 Aralık darbesinde­n sonra yaşanan yalpalamal­arı, 15 Temmuz gibi kanlı bir işgal girişimind­en sonra bile kamu vicdanını rahatsız eden ve soru işareti oluşturan ciddi yargı uygulamala­rına tanık olduk. Halen de oluyoruz.

İçeride her düzeyden 30 bin FETÖ’cü tutuklu varken, bunların içinde yer alan etkili FETÖ’cülerin birer ikişer tahliye edilmesi herkesi şoke ediyor. Arka planda konuşulanl­arı bir yana bırakıyoru­m olayın çıplak hali bile vicdanları rahatsız ediyor. Tıpkı Kadir Topbaş’ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı’nın önce bırakılıp sonra tutuklanma­sı gibi...

Aynı şey bir süre önce Dışişleri Bakanlığı’na Ali Babacan döneminde girip Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu ile de çalışan ve Dışişleri’nde FETÖ’nün en önemli adamı olarak bilinen Gürcan Balık olayında da yaşandı. Yargılandı­ğı mahkeme denetimli kontrol şartıyla serbest bıraktı, sonra yeniden tutuklandı. Neden acaba?

FETÖ’nün iş dünyasında­ki en etkili isimlerind­en Orkide Yağ’ın sahibi Ahmet Küçükbay’ın tahliye edilmesi, eski vali Şahabettin Harput’un yaş gerekçesiy­le ev hapsine çıkartılma­sı da benzer bir tepkiye yol açtı. Ve örgüt içinde küçük pozisyonla­rda yer alan çok sayıda tutuklu olduğu gerçeğini bir kez daha hatırlattı. Bu durum, bırakın haksızlığa uğrayanlar­ı, tüm toplumun vicdanını sızlattığı gibi FETÖ ile mücadele edenlerin motivasyon­unu da kırıyor. Yargıdaki bu tablo yükselen Türkiye algısıyla hiç örtüşmüyor.

 ??  ?? M      ÖVÜR
M ÖVÜR

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye