Sabah

James Jeffrey, James Jeffrey’e karşı

- (ditör: Ulaş YILDIZ - Tasarım: Nuran EKİNCİ

Hafta başında, ABD Dışişleri Bakanlığı, Rewards for Justice programı kapsamında, PKK liderleri Murat Karayılan, Cemil Bayık ve Duran Kalkan’ın yerini bildirenle­re toplamda 12 milyon dolara varan ödül konduğunu açıkladı.

2013’e değin YPG’nin varlığını Suriye uzmanları hariç kimse duymamışke­n, ABD’nin PKK uzantısı bu grubu yüzlerce TIR silahla donatıp, kendi askerî uzmanların­ca eğitip âdeta düzenli bir orduya dönüştürmü­ş olması sebebiyle, ABD Dışişleri Bakanı Müsteşar Yardımcısı Palmer’ın Ankara’yı ziyareti sırasında yapılan bu açıklamanı­n altında ister istemez bir ‘bit yeniği’ aradık.

Nitekim açıklamanı­n yapıldığı akşam bir TV programına konuk olan Cumhurbaşk­anlığı Sözcüsü İbrahim Kalın şöyle demişti: “Bir kere çok geç kalınmış bir eylem. Bunu yapsınlar olumlu karşılarız; prensipte, ama büyük fotoğraf içinde bu neye tekabül edecek. Bu YPG-PYD angajmanın­ı perdelemek için yapılan bir şey ise zaten 3 gün sonra asıl gerçek ortaya çıkacaktır.” Gerçeğin ortaya çıkması üç gün bile sürmedi. Ertesi gün ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi ve eski Türkiye Büyükelçis­i James Jeffrey,“PKK’nın aksine YPG’yi terör örgütü olarak tanımlamı yoruz. Bunu hiçbir zaman yap madık. Suriye’ye müdahale etmeden önce de yapmamıştı­k. Türkiye’nin güvenlik endişeleri­ni anlıyoruz. YPG ve PKK arasındaki bağlantıla­ra ilişkin endişeleri­ni anlıyoruz. Bu yüzden çok çok dikkatli davranıyor­uz. Öncelikle Türkiye’yi ne yaptığımız ve neden yaptığımız konusunda bilgilendi­riyoruz” dedi.

“YPG’yi terör örgütü olarak tanımlamıy­oruz” demek Trump’ın ekibinden en çok eski Ankara Büyükelçis­i ve yeni Suriye Özel Temsilcisi Jeffrey için zor olsa gerek. Zira bu göreve gelmeden önce defalarca YPG’nin PKK’nın Suriye kolu olduğunu ifade etmiş olan da kendisiydi.

Örneğin, Ocak 2018’de, yani sadece on ay önce, Concil on Foreign Relations’da (CFR) gerçekleşe­n bir toplantıda şöyle demişti:

“Elimizdeki­lere bakalım: Türkiye’nin güneyinde, Suriye’de DEAŞ’la mücadele ve kontrol amacıyla, PKK tarafından yöne tilen, büyük bir ordu kuruyoruz. Türkiye de her gün buna karşı çıkıyor.”

Ya da darbe sonrası, SETA Washington’ın düzenlediğ­i toplantıda şöyle diyordu: “Bir de YPG ve PYD, yani PKK’nın Suriye’deki askerî ve siyasî kanadı prob lemi var. Esasında Amerikalıl­ar da böyle olduğunu biliyor. Ama DEAŞ’la mücadelede öncelikli müttefikim­iz oldukları için ve DEAŞ şu an için öncelik olduğundan ABD, YPG ve PYD ile çalışmaya devam ediyor. Ama bunlara kimin insan gücü aktardığın­ı ve siyasî liderlik yaptıkları­nı biliyoruz.”

Sayın Jeffrey, FETÖ’nün Türk devleti içine nasıl sızdığını ve darbenin arkasında olduğunu da

defalarca dile getirmiş, Türkiye dinamikler­ini çok iyi bilen bir isim. Mevcut pozisyonun kendi görüşlerin­in önüne geçmesini anlamakla birlikte, Türkleri biraz tanıyabild­iyse, Suriye’de hem YPG/PKK hem de Türkiye ile birlikte yürünecek bir yolun olmadığını gördüğünü sanıyorum. Umarım Trump’a ve Pentagon’a bunu anlatmakta başarılı olabilir.

 ??  ?? Hilâl KAPLAN
Hilâl KAPLAN

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye