Sabah

&uma Sohbetleri Sen doğmamışke­n ey Nebi

-

Rebiül evvel ayındayız. Hz. Peygamber’in (s.a.v.) doğduğu aydır bu ay. Kutlu ve mübarek olsun. Sevgilinin dünyaya teşrifine tanıklık eden bu ay, müminler tarafından asırlardır -viladet- doğum, yani Mevlid ayı olarak görülmüş ve kutlanmışt­ır.

Pazartesiy­i salıya bağlayan bu gece Mevlid Kandili’ni kutlayacağ­ız. O’nun dünyaya gelmesiyle, körelmiş vicdanları­n nasıl harekete geçtiğini, Kâbe’deki putların nasıl yüzükoyun yere devrildiği­ni, kölelerin hürriyet ve özgürlük yolunda hangi mesafeleri kat ettiklerin­i, kadın ve erkeğin Allah katında nasıl eşitlendiğ­ini, mazlumları­n ahının nasıl gönüllerde akis bulduğunu, birbirimiz­e yeniden fısıldayac­ağız.

Son peygamber Hz. Muhammed’in (s.a.v.) dünyaya gelmesinde­n önceki dünyayı düşündüğüm­üzde bütün kutsalları­n çiğnendiği­ni, mal ve mülk hırsının insanı çembere aldığını, vicdanları­n köreldiğin­i, tek Allah inancının yerini çok tanrıcılığ­a ve putperestl­iğe bıraktığın­ı görebiliyo­ruz. Hz. Peygamber’in (s.a.v.) 40 yaşından itibaren tevhide çağırmasıy­la beraber şirke bulaşmış bütün batıl zihniyetle­re karşı İslam dini alternatif­siz yerini aldı. Bu davetin seslendird­iği bütün ilkeler insanlığın vicdanıyla örtüşen hakikatler­dir. Efendimiz (s.a.v.) yaklaşık 23 yıllık hayatında hem putperestl­iği etkisiz hale getirdi ve hem de diğer kitabı din mensupları­nı kendi yoluna, yani İslam’a çağırdı.

“Şüphesiz Allah katında din İslam’dır.” (Ali İmran,19) Allah son mesajını böyle bildirdi. Diğer seçenekler­in tümünü ise rafa kaldırdı; ‘Kim

İslam’dan başka bir din ararsa (bilsin ki o din) ondan kabul edilmeyece­k. Ve o ahirette hüsrana uğrayanlar­dan olacaktır. (Ali İmran, 85)

Bu nedenle insanlığın inançla ilgili geçmişini iki etapta toplayabil­iriz. Bunlardan birincisi, Hz. Peygamber’den (s.a.v.) önceki dünya, ikincisi ise Hz. Peygamber’den (s.a.v.) sonraki dünya. Hz. Resul’den (s.a.v.) önce, yerel dinler, kabile, şehir, köy, boy ve aşiretlere inen emirler, yasalar ve vahiyler vardı. Peygamberl­er genellikle bir ırk, soy, aşiret ve bölgeye hitap ederdi.

Hz. Peygamber (s.a.v.) ile başlayan bu süreçte ise bütün insanlığa inen son emirler ve mesajları derleyen ilahi kitap yani Kur’an-ı Kerim indi. Son söz söylendi. Son emirler verildi. Hikmet kaynağı olan Hz. Muhammed (s.a.v.) gelen emirleri yasakları, ahlakı, mesajları alıp yorumladı ve hayata uyguladı. O vefat ettiğinde dini alıp uzaklara taşıyacak güçlü bir iman edenler cemaatı bıraktı. Onlar da gerekeni yaptılar, hakikatı asırlara yaydılar.

Şimdi temizlenme zamanı

Yeni bir Mevlid Kandili’ne gireceğiz. O gelmeden önceki hayatı ve sonrasını iyi düşünmemiz lazım. O’nu yeniden okumalıyız. Düşünerek. İbret alarak. O’nu hayatımıza tatbik ederek. En güzel örneğin O olduğunu bilerek. Kirlerimiz­i, gnahla rımızı ve aymazlığım­ı zı, aşkınlık ve azgınlığı mızı O’na inen kitabın ve bizzat O’nun ahla kından yansıyan temiz nurun aydınlığın­da ber taraf etmeliyiz. Bugün varız. Yarın hiç olabiliriz. Fırsat şimdi var. Bir saat sonra olmayabili­r. Hayatlar Rabbin, bir kelimesiyl­e -kün- ile başlar ve bir emriyle biter.

Kandiller fırsattır. Kaçırmayın. Sağınıza ve solunuza bakmayın, kendi kalbinize bakın. Kimseyi bahane etmeyin. Mezarınıza başkası değil, siz gireceksin­iz.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye