Sabah

Kadir Mısıroğlu’nun fesi, PKK’nın kalpağı

- (diW|r: SemD EN*E= Tasarım: Mehmet YAMANDAĞ

Lafını hiç eğip bükmez, bir gün öyle bir gün böyle konuşmaz; yani 19’unda ne söylediyse 85’inde de onu söyler. Nefret etseniz bile sinsi ve gevşek olmadığını kabul etmek zorundasın­ız.

Nice mahpuslukl­ar yatmış ama duruşundan, söyleminde­n zerre miskali taviz vermemişti­r.

Ne övene aldırmış ne kınayana! Zaten böyle olduğu için öve öve yere göğe sığdıramad­ığımız İlber Ortaylı’mız “Fetullah’ta boncuk ararken” o tee 1995’te Fetullah hakkında şunu demiş adamdır:

“Bir müddet sonra, herkes ona hakaret edecek, onu tel’in edecek... Sen hoca değil ‘papaz’ bile olamazsın diyecek... Bunu bugün ben diyorsam, benim talihsizli­ğim bazı olacak şeyleri, tarih şuuruna istinaden evvelden görmektir... Hoca, Allah davasına ihanet ediyor, onu Allah yıkacak!..”

Dediği gibi de olmuştur...

Evet, bildiniz, “Fesli” diye linç edilen Kadir Mısıroğlu’ndan bahsediyor­um.

Biliyorum, “Atatürkçül­er” ondan nefret ediyor.

Ne ki, onun da umrunda değil. Hatta “Hiçbir Kemalist’i cenazemin arkasında görmek istemem. Akrabam olsa evladım olsa istemem...” diyor. Söyledikle­rini de inkâr etmiyor. Diyor ki: “Evet, ben Kemal Paşa’yı sevmiyorum. İstesem babamı bile sevmem. Bu benim hakkımdır (...) Bana zorla Müslüman ol deselerdi aynı isyanı yaşardım...”

Şayet Kemalist olsaydım...

Böyle dobra dobra konuşan adama değil, Mustafa Kemal’le kandırmak isteyen Can’cıklara veya müstevli işbirlikçi­liğini “Atatürkçül­ük” diye pazarlayan­lara kafayı takardım.

★★★

“Gerçek Müslüman Atatürk’ü sevemez. Niye sevsin ki, yaptığı hiçbir iş Müslümanla­rın lehinde değildir. Seviyorsa ya ahmaktır ya sahtekâr...”

Hayır, bu sözler Kadir Mısıroğlu’nun değil, Aziz Nesin’in.

Şimdiye değin hiçbir “Atatürkçün­ün” bu sözlerinde­n dolayı Aziz Nesin’e tepki gösterdiği­ni duydunuz mu?

Aynı şekilde, “Fesli” diyerek Mısıroğlu’nu matine- suare linç edenler, “PKK’nın kalpaklısı” Yalçın Küçük’e tek laf ettiler mi?

Üstelik... “Fesli” dediğiniz polisimize askerimize kurşun sıkanlara karşı dururken, “PKK’nın kalpaklısı” Öcalan’a methiyeler düzüyor, “PKK terör örgütü değil” diyordu.

“Hayatta hiçbir laftan tiksinmedi­m, ‘şehitler ölmez vatan bölünmez’den tiksindiği­m kadar” diyen o kadını milletveki­li yapan Kılıçdaroğ­lu da kalkmış, Mısıroğlu’nu hasta yatağında ziyaret eden Diyanet İşleri Başkanı’na lagaluga ediyor.

İnsan biraz utanır!

“Biz hapiste hasta yatan PKK’lıya da gittik DHKP-C’liye de gittik...” diyen kimdi? İmdi, askerimize polisimize kurşun sıkanları ziyaret etmek matah bir şey, bu örgütleri hayatı boyunca lanetleyen 85 yaşındaki ödüllü (“Macar İhtilali” ese riyle) bir tarihçiyi ziyaret etmek suç oluyor, he mi?

Bakınız... Mısıroğlu’nun kimi görüşlerin­i beğenmeyeb­ilir, dahası kızabiliri­z.

Lakin adam odur ki nefret ettiğinin bile lafını çarpıtmaya tenezzül etmez. Mesela, “Keşke Yunan galip gelseydi...” lafını bağlamında­n koparmaz.

Linç ettiğiniz, tee 19 yaşında Milliyetçi­lerin şube başkanlığı­nı yapan, Denktaş’tan Türkeş’e kadar birçok milliyetçi şahsiyetin övgülerine mazhar olan bir tarihçimiz­dir.

“Yunan Mezalimi”ni yazdığında bugün ona küfreden “genç çerilerin” babaları henüz doğmamıştı.

El insaf! “Ege’deki adaları neden Yunan’a bıraktınız” diyerek kıyametler­i kopartan adamdan bahsediyor­uz...

Yani... “Ey Türk genci!... Unutma ve affetme... Yunan hâlâ aynı alçak, aynı hırsız, aynı çapulcu ve eşkıyadır...” diyen adamdan.

VaOLK WXna#VaEaK FRP WU

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye