Şto dyelat?*
Kitap fuarında Rahşan Ecevit hiç ilgi görmemiş. Doğaldır, çünkü kendisi bir “yazar” değildir.
Başkalarının kale me aldığı “(cevitli anılar” gibi kitapların başında durup okuyu cu beklemek de hazin bir çaresizliktir. (Buna kar şılık Michelle Obama bir gölge yazara yazdırıp altı na kendi imzasını attı ğı ve “Hüseyin’le geçen günleri ni” anlattığı kitaptan 65 milyon dolar kazanıyor.)
Çok kişi de şaşıracak şimdi “Rahşan Hanım kitap da mı yazarmış” diye...
Vallahi ben de bilmiyordum, Google’a sordum, “Pülümür’de Aşk” diye bir kitabı varmış!
72 sayfa. Rahşan Hanım lafa yekûn tutmuş, “Aydın havası” yap mış.
Sanacaksınız, ama bu bir roman değil, bir oyun.
Pülümürlü hamal Mustafa ile zen gin çocuğu devrimci Faruk’un bir karakolda tanışmalarını anlatıyor.
Rahşah Hanım, ne Ankara Sanat Tiyatrosu’nun ne de Müjdat Gezen’in oyun yerine koyup sahnelemediği bu oyunu kaç yılında yayınlamış, bilmi yorum.
Bu işi 1974 yılında yapsaydı pey nir ekmek gibi satardı.
Çünkü taş yerinde ve zamanın da ağırdır.
Şimdi geçer akça, “500 sayfalık köşe yazısından” oluşan Atatürk kitaplarıdır.
Türkiye’de her 100 kişiden yalnız ca 4’ü kitap okuyor.
Bir Norveçli kitaba yılda yaklaşık 135 dolar harcıyor, bizde bu rakam 25 sent... “Türkiye için ne yap malı, nasıl yapma lı sorusuna cevap ara mak” gibi çok iddialı bir de yanı var, “yol gösterici, duygu yüklü” bir metin miş. “Daha güzel yarın lar için”miş...
Niçin gidip kuyruklar oluşturmuyor, imzalatmı yorsunuz ve size yol gös terilmesini istemiyorsu nuz devrimci arkadaşlar?
Bir Türk günde 6 saat televizyon seyrediyor, 3 saat sanal âlemlerde geziniyor, 1 dakika kitap okuyor.
Kitap, insanımızın “ihtiyaç liste sinde” tam 235’inci sırada geliyor.
Fakat Atatürk biyografisi oldu ğu söylenen 500 sayfa kalınlığında bir köşe yazısı, 1 milyon satışı geçmiş, 1 buçuk milyona doğru gidiyormuş. Hey maşallah.
Rahşah Hanım insanlara yol gös termek mi istiyor?
Bir hayır işlesin, şu CHP’lilere Kemal Kılıçdaroğlu’ndan “nasıl kur tulacaklarını” göstersin.
Fakat rahmetli eşi “CHP’ye acı mayın” demişti...
Biz de öyle yapıyoruz zaten!
İsterse, “bu ülke için ne yap malı, nasıl yapmalı” sorusunu Tayyip Erdoğan’a oy verenlere de yöneltebilir.
Onlar kendisine ne yapması, nasıl yapması gerektiğini anlatırlar, sandık başında uygulamalı olarak da göste rebilirler.
“Ne yapmalı?”... Lenin’in ünlü eseri...