O ARTIK KOLEJLİ
Otizm tanısı konulan kızı Derin için maddi-manevi müthiş bir yükün altına giren anne İlksen Dinçer Baş, “Şimdi 3’üncü sınıfta ve inanıyorum ki üniversiteyi bitireceği günü göreceğiz” dedi
İlksen Dinçer Baş, kızı Derin Gönenç dünyaya gelince mutluluktan havalara uçtu. Ancak kısa bir süre sonra hiçbir şeyin yolunda gitmediğini farketti. Derin, göz teması kurmuyor, huysuzluk yapıyor, sürekli ağlıyordu. 2 yaşında Derin’e otizm tanısı kondu. Bu hayatlarının değişme noktası oldu. İşte o yılları Baş şöyle anlatıyor:
‘ŞEHİR DEĞİŞTİRDİM’
Ankara’da yaşıyorduk. Eşim orada çalışıyordu. Kızımın eğitimi için Ankara’dan İstanbul’a geldim. Eşim orada kaldı. Bir süre sonra eşimin kanser olduğunu öğrendim. Tedavi süreci başladı. Ben çevirmendim. İşi bırakınca gelirimiz yarıya düştü. Çaresizlik, kaygı, hüzüntü içerisindeydim.
‘FARELERLE YAŞADIM’
Derin hayatına nasıl devam edecekti? Eğitimine başladım. Gelirimiz yok. Buna da zengin hastalığı diyorlar. Bodrum katında farelerin cirit attığı bir ev tuttum. Sokaktan eşya toplayıp, evimi döşedim. Yarıya bölünen gelirimizin büyük bölümünü çocuğumun eğitimine harcadım. Sonra eşim oradaki evimizi satıp, İstanbul’a yanımıza geldi.
‘İNGİLİZCE ÖĞRENDİ’
Derin, eğitimle kısa bir sürede büyük bir ilerleme kaydetti. İngilizceyi öğrendi. Devlet okulları kaynaştırma sınıflarına Derin’i alıyorlardı ama onun koleje gitmesini istedik. Bu kadar mücadele içinde özel okullar, otiztik çocukları okula almak istemiyor. Diğer çocukların velileri başta itiraz ediyor. Sanki otizm bulaşıcıymış gibi davranıyorlar. Bazı özel okullar kabul ediyor. Sonunda bir özel okul kabul etti çocuğumu. Derin, gittiği okulunu çok seviyor. Uyumlu bir öğrenci. 3’üncü sınıfta ve inanıyorum ki üniversiteyi bitireceği günü göreceğiz. Otizmde eğitim bir beyin ameliyatı gibi. Sadece cerrahi operasyon değil. Eğitimle çocuğun beyni tamamen işlenebiliyor. Derin’in hayatı tamamen değişti. O artık toplumda bir birey.