Veliaht giderse Trump da gider
ABD’deki ‘Veliaht isyanı’ her geçen gün daha da alevleniyor. Cemal Kaşıkçı cinayetinde Suudi Veliaht Prensi 0uhammed bin Selman’a toz kondurmayan ABD Başkanı Donald Trump’a öfke had safhada.
Başta Demokrat ve Cumhuriyetçi partiden siyasi ler olmak üzere medya ve sivil top lum kuruluşla rı “Arabistan’a yaptırım yok. ABD’nin çıkarları insan haklarının önündedir. 100 milyarlarca dolardan vazgeçemem” şeklinde konuşan Trump’a adeta öfke kusuyor.
ABD’nin ilk başörtülü vekili İlhan Omar ile sosyal medya kullanıcıları Trump’ı ‘satılık başkan’ diye topa tutarken :P gazetesi de “Suudilerin verdiği sus payının ABD’nin vicdanı üzerindeki kan lekesini kapatamayacağını” yazdı.
Öfkeli senatörler ise kap samlı bir soruşturma açılma sı talebiyle Beyaz Saray’a bir mektup daha gönderdi.
En ağır eleştiriler den biri de Senatör Bob Corker’dan geldi: “Bir gün Beyaz Saray’ın Veliaht’ın halkla ilişkiler şirketi gibi davranacağı asla aklıma gelmezdi.”
★★★
Trump’a kazan kaldı ranlar kervanına istihba rat yetkilileri de katıldı. Bu da gayet doğaldı, zira ABD Başkanı’nın “CIA’nın elinde net bir şey yok” demesi kurumu ve çalışanlarını ren cide ediciydi.
CIA’nın eski patronla rından John Brennan, Kongre’ye çağrıda bulunarak Trump’ın dikkate almadığı CIA yetkilileriyle gizli bir oturum yapılmasını istedi.
Bazı istihbaratçılar da Trump’ın açıklamalarını ‘ihanet’ diye niteledi.
Oysa Trump Kaşıkçı ola yında kendinden bekleneni yapıyor.
Bir ABD Başkanı gibi değil de bir savaş CEO’su gibi hareket etmesi bu yüzden.
ABD’deki savunma endüstrisinin yani ‘sürekli savaş kompleksi’nin talep lerine ve yapısına bakınca Trump’ın başka bir seçeneğinin olmadığı rahatlıkla görülecektir. Suudilere yaptırım uygu lamak, silah lobisinin son sürümü olan ‘terörle savaş’ın hem maddi hem manevi anlamda en kullanışlı aygı tından da vazgeç mek demektir. Bu da günlük 2 milyar dolar hacme ulaşan ‘terör ticareti’nin sonu olacaktır. Unutmayalım ki Amerika Savunma Bakanlığı Pentagon’un 2018 yılı için belirlenen 700 mil yar dolarlık devasa bütçesi nin aslan payı; Halliburton, Booz Allen Hamilton, CACI, General Atomics, L-3 Communications, SAIC (Leidos) ve Boeing gibi 50 kadar silah şirketine gidiyor.
★★★
ABD’nin savaş bağımlısı bir ülke olduğunu göz ardı edenlerin yanıldıkları nokta tam da burasıdır.
1776’da kurulan ABD, 242 yıllık tarihinin 225 yılını yani zamanının yüzde 93’ünü savaşla geçir miş bir ülke. Savaşmayan bir başkanı yok.
ABD Başkanı Donald Trump eğer terörle savaşın finansal ve ideolojik lokomotifi konumundaki Suudilere yaptırım uygular sa, o zaman Veliaht Prens ile birlikte o da gider.
Akıbeti 22 Kasım 1963’te ‘saf dışı edilen’ John F. Kennedy’den fark sız olmayacaktır.
Bu bağlamda Dwight D. Eisenhower’ın o meşum uyarısı çoktan gerçekleşti.
On yıllardır Amerikan siyasetinin kokpitinde savaş lobisinin mega şirketleri oturuyor.
Pentagon ile savaş lobisinin sembiyotik ilişki tarzı siyaset ve ekonomi başta olmak üzere emen her alana yön veriyor.
Bunun farkında olan Trump, ‘Önce Amerika’ yeri ne işte bu yüzden bugünler de canhıraş bir şekilde ‘Önce Suudi Arabistan’ demeye başladı.