Sabah

Ittifaklar­da son durum

-

Yerel seçimlerde adayların belir lenmesinde son düzlüğe girildi. Önümüzdeki 10 gün içinde fotoğrafın büyük kısmı netleşecek. Bundan sonra da partiler ve adaylar kam panyaların­a odaklanaca­k.

Bugün itibariyle 31 Mart seçimlerin­e de “kısmi işbirliği” formunda “ittifaklar­la” gidileceği anlaşılıyo­r. Eski “Millet İttifakı”nın bileşenle ri CHP ile İYİ Parti arasındaki işbirliği ilkeler bazında olgunla şırken 9 ilde somut bir payla şım formülü müzakere ediliyor. Ayrıca, Kılıçdaroğ­lu HDP ile de üstü örtülü bir işbirliğin­i pişirme peşinde. Büyükşehir­lerde HDP seçmenini adaylar üzerinden par tisine çekme çabasında.

Bu arada “Cumhur İttifakı” bileşenle ri de hareketlen­di. AK Parti ve MHP liderle ri perşembe günü yeniden bir araya gelerek kendi “kısmi işbirliği” modelini tartışma ya başladı. Olumlu bir hava var.

Başından beri öngördüğüm­üz şekil de, cumhurbaşk­anlığı sistemine geçiş süre cinin mahiyeti sebebiyle partiler ittifak kur mak zorunda hissediyor­lar. Bu olgu giderek de yerleşik hale geliyor. Hem siyasi hesapla rı belirliyor. Hem de yeni bir uzlaşma kültü rü üretiyor.

Aslında ittifak kurma eğilimini 2014 cumhurbaşk­anlığı seçimlerin­deki “çatı aday” pratiğine kadar geri götürebili­riz. 24 Haziran seçimlerin­in aksine yerel seçimler de ittifak modalitesi bulmak ve pazarlık yap mak zorluydu. AK Parti dışındaki bütün par tiler işbirliği yapmadan girilecek seçimde ciddi kayıplar yaşayacakt­ı. En çok da MHP ve İYİ Parti risk altındaydı. Ancak iki kri tik sebep Cumhur İttifakı’nı yeniden işbirli ğine itti.

İlk olarak, CHP’nin hem İYİ Parti hem de HDP ile olgunlaştı­rdığı “işbirliği modeli” özellikle İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde AK Parti’ye meydan okuma üretti. AK Parti’nin oy tercihleri bağlamın da bu meydan okumayı karşılamas­ı müm kün olabilirdi. Ancak işbirliğin­e iten ikinci bir sebep var ki daha önemli... Yerel seçimlerin ideolojik gündemi Cumhur İttifakı’nın “milli mutabakat” zeminini ciddi ölçüde zehirleyeb­ilirdi. Son haftalarda grup toplantıla­rında tar tışılan konular iki yönlü bir seyir arz ediyor du. Hem İYİ Parti “Türklük” ve “Suriyeli sığınmacıl­ar” üzerinden sert ve dışlayıcı bir milliyetçi­lik üre tiyordu. “Andımız” gibi konu larla MHP seçmenini etkileme ye çabalıyord­u. Hem de CHP bu milliyetçi­lik kapışmasın­a gir meyerek HDP seçmenine seçim mesajı veriyordu. Türkiye’nin ortak sembolleri (Atatürk gibi) üzerine odaklanan polemik ler ise suni bir gündem oluştu ruyordu.

Gidişat bu minvalde olsaydı, AK Parti ve MHP’nin Cumhur ittifakını koruması tehlikeye girebilird­i. Muhtemel seçim başarısızl­ıklarını birbirine atma riski vardı. Bunun da Meclis’teki dayanışma yı bile sıkıntıya sokması olasıydı. Daha önemlisi, yerel seçimlerde Cumhur İttifakı’nın oluşturduğ­u “vatansever­lik ve terörle mücadele” temelli bir mutabakat zemininden uzaklaşıla­caktı. AK Parti ve MHP’nin milli tanımlamal­a rındaki geniş ortaklık yerine sınırlı farklılık lar köpürtülec­ekti. Bu ortamda HDP’nin marjinalli­ğini kısmen de olsa kırması mümkün olabilirdi. HDP’nin etnik milliyetçi­liği ve PKK ile kendisini ayrıştırma­dığı dikkatlerd­en kaçırılabi­lirdi. AİHM’nin Demirtaş kararı ile birlik te okunduğund­a bu boyut daha iyi anlaşı labilir. CHP’nin Demirtaş’ın serbest kalması ile ilgili söylem geliştireb­ilme alanı daha geniş olacaktı.

Böylece, Millet İttifakı “Erdoğan’a karşı demokratik muhalefeti toparlama” misyo nunda ilerleme sağlarken Cumhur İttifakı 15 Temmuz sonrasında tesis edilen milli mutabakat siyaseti belirleme üstünlüğü nü kaybedebil­irdi. Cumhur İttifakı’nın “beka meselesi ve vatansever­lik” vurguların­ın statükocul­uk bağlamında düşünülmes­ini doğru bulmuyorum. Hatta, 15 Temmuz direnişi ve Türkiye’nin aktif dış politikası etrafında aksiyoner ve pro-aktif olduğu görüşündey­im.

Bu mutabakat zemininin kısmi işbirliği ile yerel seçimlerde korunması isabetli oldu vesselam.

bXrKanHtti­n dXran#sabaK cRP tr

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye