Erdoğan: Gezi olaylarında uluslararası medya sürekli Taksim’i gösterdi değil mi? Şu anda Paris’te terör eylemleri var, uluslararası medyada bir ses var mı, yok. Dünya sessiz, hiç Paris’i görmüyor
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da dün düzenlenen Uluslararası Uyuşturucu Politikaları ve Halk Sağlığı Sempozyumu’na katıldı. Sempozyumda konuşmasında uyuşturucu ve alkol gibi teknoloji bağımlılığının da tehlikeli olduğunu söyleyen Erdoğan, terörle mücadelede olduğu gibi uyuşturucuyla mücadelede de taviz verilmeyeceğini belirtti. Erdoğan, özetle şunları söyledi:
CEHALET KARANLIĞINDA
Bizim toplumumuzda alkol ve tütün tüketiminin bağımlılığını yan yana düşünmemiz bile mümkün değildir. Elbette tedavi hizmetleri önemlidir. Asıl mesele toplumumuzda kök salan bu sistemi ortadan kaldırabilmektir. Açık konuşuyorum, haramı, helali bilen bir toplumda alkol, uyuşturucu, hırsızlık, haksızlık diye bir şey olamaz. Bunlar oluyorsa bağımsızlıktan öte sıkıntılarımız vardır. Toplumu cehalet yıkar. Cehalet, okuma yazma bilmemek değildir. Kültürünü, değerlerini bilmemektir. Ülkemizde bir kesimin cehalet karanlığında giderek kaybolmasından üzüntü duyuyoruz.
ELEKTRONİK SİGARA ‘TİLKİLİK’: Türkiye’nin terörle mücadelede son yıllarda başarılı olduğuna inandığımız alanlardan biri uyuşturucuya vurulan darbe. Bir de çıkarmışlar bir tilkilik. Elektronik bir sigara... Sanki onda nikotin yok. Maksat o dudak alışkanlığını oluşturmak. Çok geldiler bize. Size 500 milyon dolar, 1 milyarlık yatırım yapacağız falan. Biz gençlerimizin zehirlemenize izin veremeyiz. Geçmişte veya bugün farklı inançlardan insanların yaşadığı coğrafyada terör sorunu görülmüştür. Böyle bir şeyi Müslüman olan bölgelerde var gibi göstermek terörün önüne geçmekte büyük bir sorundur. Sosyal destek programları ile bireyden başlayarak aileye geniş çaplı projeler yürüttük. Milletimizin vicdanını yargılamayacak şekilde cezasını çekmiş kişileri yaşama kazandırmaya çalışıyoruz.
QQQDoğu Bloku’nda alkolün toplumların uyuşturulması için kullanıldığını biliyoruz. Tütün alışkanlıklarının da çok büyük uluslararası şirketler tarafından özendirildiği ortadadır. Uyuşturucu bağımlılığının yeraltı değerlerine sahip ülkelerde yaygın olması bize sebebin arkasındaki gelişmeleri gösteriyor. Artık sadece tütün ve alkol bağımlılığı değil. Elektronik bağımlılığı da başladı. O çok daha tehlikeli bir bağımlılık. 2 yaşında bir yavru artık anneden, babadan kaçarak o telefonlarla meşgul oluyor. Türkiye’de satılan cep telefonu sayısı 70 milyon. Nüfusumuz 80 milyon... Bu ciddi bir tehdidi gösteriyor.
Uyuşturucu tacirlerine karşı teröre olduğu gibi tavizsiz davranıyoruz. Uyuşturucudan 52 bin kişi hapishanelerde bulunuyor. Bizim derdimiz uyuşturucu müptelalığından vatandaşlarımızı kurtarmak. Biz buna engel olmazsak geleceğimizi kaybederiz. Bizim
Qnazarımızda çocukların eline silah vermek ile uyuşturucu tutuşturmak arasında bir fark yoktur. Uyuşturucuya karşı en yüksek cezaların verildiği ülkelerdeniz. Bu konuda bir adım geri adım atmayız. AMATEM’i destekliyor ve yaygınlaştırıyoruz. Kamu ve üniversite hastanelerinin çalışmalarını artırdığını memnuniyetle görüyoruz. Ebeveynlerin çocuklarını tuzağa düşürmemek için uyanık olması şarttır. Ailenin farkında olamadığı bir sorunu devletin omuzlarına yıkmak adil bir yaklaşım değildir.
İslam’la terörü kimse bir araya getiremez. Ama dert başka. Bu DEAŞ gibi örgütlerle İslam’ı kirletmek. Buna müsaade vermeyeceğiz. Hıristiyan terörü diyor musunuz, ya da Musevi terörü. Gezi olaylarında uluslararası medya sürekli Taksim’i gösterdi değil mi? Şu anda Paris’te terör eylemleri var, uluslararası medyada bir ses var mı, yok. Dünya sessiz, hiç Paris’i görmüyor. Niye görmüyorlar? Onların lekelenmesini istemiyorlar. İsteseniz de istemeseniz de dünya bunu takip ediyor” diye konuştu.