PYD’ye operasyon
zun süredir gündemdeydi. Ancak Başkan Erdoğan çıtayı bir anda yukarı çekti. “Birkaç gün içinde baş layacağız” dedi. “Fırat’ın doğusunu terör den temizleyeceğiz. Hedefimiz Amerikan askerleri değil teröristlerdir” diye ekledi. Durum ciddi. Ama maalesef başka çok az yol kaldı. ABD yönetimi hâlâ aynı kafay la devam ediyor. Aldatma ve oya lamadan başka bir yöntem geliştirme diler. Artık bu yön temin işe yaramadı ğını da görmüyorlar. Türkiye’nin sabrı tükendi. Artık sonuç almak istiyor.
Ancak ABD tuhaf ve boş işlerle uğraş maya devam edi yor. James Jeffrey tam bir hayal kırıklığı oldu. Görevde değilken, PYD PKK’nın par çasıdır diyen adam gitti. Yerine PYD’ye sahip çıkan bir adam geldi. Ayda bir gelip görüşmeler yapıp gidiyor. Ben uzun süre dir bu görüşmelerin bir anlam ifade etme diğini düşünüyorum. Belki de daha iyi bir yöntem bu tür görüşmeleri askıya almak tır. Münbiç’te bile adım atacak gibi değil ler. Görüşmeler uzadıkça bu işin tadı daha da kaçıyor. Belki de ‘biz den bu kadar’ demenin vakti geldi. Zira ABD’nin anladığı dil bu. Hatırlayın. Münbiç uzlaşısına neden razı oldular? Türkiye Afrin’de başarılı olunca anlaş mak zorunda kaldılar. Sonra uzun süre ayak sürüdüler. Ne zaman Türkiye Fırat’ın doğusunu bombaladı o zaman tekrar hare kete geçtiler. Aksi halde tek bir adım ata cakları yoktu.
Şimdi aynı durum tekrar ediyor. Türkiye ABD’ye verilebilecek en üst perdeden sinyal veriyor. Amerikalılar bu sinyali alır mı? Sinyalde pek sorun yok. Genel olarak alıyorlar ancak zamana yayarak yatıştırmayı seçiyorlar. Ancak bu kez çok üst düzey de bir sinyal. Son derece riskli bir nokta ya ulaştık.
Türkiye ile ABD tabii ki karşı karşı ya gelmek istemeyecektir. Amerikalılar Türkiye’nin ABD bayrağını vurmayacağı nı düşünüyor. Doğru. Ancak Türkiye nokta hedeflere yönelik bir operasyon başlatacak olursa, bu kez ABD çok zor durumda kala bilir. Sonuçta bölgedeki Amerikan askeri ve üssü sayısı belli. Türkiye onları atlayarak doğrudan PYD’yi vurmaya başlarsa bu kez ABD sahada boşa çıkmış olur.
Evet ABD ile bu oyunu oynamanın teh likeli yönleri var. ABD çok güçlü bir ordu ya sahip ve doğal olarak kendine çok güve niyor. Ancak bizim de bildiğimiz başka bir gerçek var. ABD Suriye’ye gelecek halde değil. Bu da Türkiye’nin pazarlıktaki en sağ lam kozu. Bunca olaya rağmen dünya siya setinden kaçan ABD bir tek PYD’yi vuran Türkiye’ye karşı mı harekete geçecek? Ankara da bunu hesaplıyor ve Amerikan tarafını bunun üzerinden zorluyor.
Bunların ne kadar yapılabilir olduğu ciddi bir tartışma konusu. Ancak son veri len sinyal bile Amerikan tarafında ciddi sonuçlar doğurabilir. Şöyle kabaca bir tah min yapmak gerekirse ABD’nin yarın öbür gün başka bir teklifle geleceğini düşünüyorum. Sınır boylarında kurulmak istenen “üsleri iptal edelim” diyecekler dir. Bir adım ötesinde Türkiye ve ABD’nin on kilometre derinliğinde güvenli bölge kurması teklifi bile gelebilir. Bunlar şimdi ki duruma göre tercih edilebilir gibi görün mesine rağmen yine oyalama ve geçiştirme anlamı taşıyacaktır. Önümüzde zorlu bir müzakere süreci bizi bekliyor. Düğümün çözüleceği yere doğru yaklaşıyoruz.