Sabah

İzmir’de “U-nu-tul-maz” günler!..

-

Yani bu Yavuz’un bir gün din’in bir kentinde, ertesi gün, Güneydoğu’nun bir köyünde olmasının ve beni çıldırtmas­ının sırrını çözdüm galiba..

Yok canım!. “Işınla beni Scotty” demiyor. (Konuyu bilmeyen gençler için bakınız Star Trek/ Uzay Yolu dizisi).

Bu Yavuz Donat’ın dünyanın her yerinde casusları var.. Adamı anında haberdar ediyorlar.. Hem de resmiyle beraber.. O da yazıyor.

Dün sabah özlediğim evimde uyandım. Kahvemi koydum. Gazetemi açtım ki, Yavuz’un köşesinde koca bir başlık.. “Hıncal Uluç nerede?.”

Yanında koca bir fotoğraf.. Sultan Levent ortada, iki yanında ağbim ve ben..

“Uluç Kardeşler Manisa Ayn-ı Ali’deler” diye yazmış..

Yahu Manisa Ayn-ı Ali, benim İzmir /Ege tatilimin en tepe noktası.. Oturup ballandıra ballandıra anlatacağı­m, Yavuz’un yaptığı işe bak.. Beni atlatıyor resmen, alenen, yahu!.

Neyse ki, casusu ona esas bilgileri vermemiş.. “Ayn-ı Ali nargile mekânıdır. Öcal oraya nargile içmeye gider. Hıncal içmiş mi, bilmi yorum” demiş..

Hayır içmedim Yavuz.

Ben ağbimle bir kere nargile içtim, 40 yıl evvel.. Karşıyaka’da onlarda kalıyorum..

“Hadi sahile gidelim, birer nargile höpürdetel­im” dedi.. Gittik Sahilde nargileci.. Denize bakan bir bankta oturduk. İki nargile getirdiler. Tömbekiler ateşlendi. Hayatımda ilk defa nargile içiyorum.. Karşımda deniz, tepemde mehtap.. Hoş.. İki saat falan içtik.. Sonra “Hadi dönelim” dedik. Ayağa kalktım ki, karşımda deniz vardı ya hani.. O deniz etrafımda döndü, dolandı, arkama geçti. Gözümü açtığımda evde yatağımday­dım. Sabah olmuştu. O gün, bu gün ağzımı nargile marpucuna sürmem.

Hayır Yavuz, sırf bana inat, o tarifini verdiğin Sultan Çayı’nı da içmedim.. Ya ne içtim?.

Kahve.. Türk Kahvesi..

Eee.. Ne var bunda?. Türk kahvesi her yerde içilir..

Hayır içilmez. Böylesi ancak Sultan Levent’in Ayn-ı Ali Müzesinde içilir.. Evet müze.. Gerçekten müze.. Yıllar evvel, Manisa’ya üniversite­ye gençlerle sohbete gittiğimde yazmıştım size bu harikulade yeri.. İçerisi Osmanlı’dan bu yana Anadolu tarihi.. Aynen duruyor. Manisa’ya giderseniz değil, geçerseniz durun Ayn-ı Ali’de ve gezin Sultan Levent’le..

Sultan Levent, patron.. Onun da kıyafeti tarih..

Kahvemi Sultan Levent şahsen, bizzat yaptı Yavuz.. Ama nasıl yaptı!.

Bir elinde saplı bir minik mangal, öbür elinde cezveyle geldi masaya.. Mangalı masaya koydu. Cezveyi mangala sürdü.. İki taşım pişirdi, önümde ve babamın kulpsuz bir fincanı vardı, Okka derdi adına.. Önüme koyduğu tarihi okkaya, kahvemi, köpüğünü zerre kaybettirm­eden cezveden süzdü.

Mangal ateşinde iki taşım pişmiş kahveyi en son nerede, ne zaman içtin Yavuz!. Hem de Ayn-ı Ali gibi bir efsane mekanda, hem de Sultan Levent’in elinden?.

★★★

Ahmet Hakan Kardeşim, “Anılarını anlatanlar­dan sıkıldım” demişti geçen hafta.. Ben anlatacak anısı olmayanlar­dan sıkılmam. Onlar için üzülürüm.. Demek “Anlatmaya değer bir şey yaşamamışl­ar” diye..

İzmir’den unutulmaz anılarla döndüm.. Anlatacağı­m hepsini..

 ??  ?? Ayn-ı Ali’nin nargile içilen açık bölümünde, Sultan Levent, masamda kendi elleriyle pişirdiği kahvemi cezveden boşaltıyor. Minik saplı mangal sol alt köşede. Benim yanımda, Manisa Gazetecile­r Derneği Onursal Başkanı Ertuğrul Kardeşim.. Onun yanında da Özay Yengem!. Esas kapalı Ayn-ı Ali Kıraathane­si, ya da müzesi, arkadaki duvarın gerisinde..
Ayn-ı Ali’nin nargile içilen açık bölümünde, Sultan Levent, masamda kendi elleriyle pişirdiği kahvemi cezveden boşaltıyor. Minik saplı mangal sol alt köşede. Benim yanımda, Manisa Gazetecile­r Derneği Onursal Başkanı Ertuğrul Kardeşim.. Onun yanında da Özay Yengem!. Esas kapalı Ayn-ı Ali Kıraathane­si, ya da müzesi, arkadaki duvarın gerisinde..
 ??  ?? Hıncal ULUd
Hıncal ULUd

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye