Açık açık ve göstere göstere
Henüz kapsam ve içeriğini bilmiyoruz. Ancak artık Fırat’ın doğusuna yönelik operasyon en üst düzeyde dile getirildi. Hem de çok kısa bir süre verildi. Kara operasyonu olacak mı? Olacaksa ne kadar deri ne inecek? PYD bütünüy le mi imha edilecek? Yoksa Afrin’de olduğu gibi çökert mekle mi yetinilecek? Veya kara operasyonu öncesi hava akınları mı olacak? Bu akınlar ne sıklıkla ve ne kadar süreyle yapılacak? Henüz bu tür soru lara cevabımız yok. Sanırım biraz da siyasi bağlam bu cevapları şekillendirecek.
Başkan Erdoğan her zaman tercih ettiği yöntemi burada da sahneye koyuyor. Öyle karmaşık hesaplar içerisinde değil. Türkiye’nin önceliklerini dile getiriyor. Karşı tarafı adım atmaya çağırıyor. Karşı taraftan anlamlı bir ses gelmediğinde kendi planını uygulamaya koyuyor.
Tüm önceki örneklerde olduğu gibi. Erdoğan yine ilan etti. Doğru bir iletişim kuruyor. Açık açık göstere göstere. Fırat Kalkanı’nda da böyle oldu. Afrin operasyonunda da. Ama yine hatırlayacaksı nız. Muhatapları hep Erdoğan’ın bu sözlerini yanlış algılama eğiliminde oldu.
Amerika zaten baştan bu eğilimin en önde ki temsilcisi. Fırat Kalkanı başladığında bile göz lerine ve kulaklarına inanamadılar. Bunun acısını hala unutmuş değiller. Türkiye’yi sadece sözle ikna edemeyeceklerini ilk kez gördüler. Sonra Afrin’de de aynı şeyi yaptılar. Hatta Afrin’de Ruslar da Türkiye’yi pek inandırıcı bulmadı. Türkiye’nin yeterli sayıda asker yığmadığı ve bu nedenle ya blöf yaptı ğını ya da Afrin’e saplanıp kalacağını iddia ettiler.
Ama öyle olmadı. Şimdi Türkiye her iki bölge de de bir düzen kurdu. Terör örgütlerini bütünüy le temizledi. Erdoğan aynısını Münbiç ve Fırat’ın doğusu için de söylüyor. Ama ne Ruslar ne de Amerikalılar ikna olmuş gibi görünmüyor. Amerika hala müzakere peşinde.
Bir istihbarata dayanmıyorum. Ama ABD’nin bu tavrını açıklayacak iki ihtimal var. Birincisi ya gerçekten Türkiye’nin bu zama na kadar yaptıklarını anlamadılar. Ya da ellerinden başka bir şey gelmiyor. Birincisi de yüksek bir ihtimal. Daha önce yaptıkları gibi yine Türkiye’nin blöf yaptığını düşünüyor olabilirler.
Ancak geçen süre içerisinde ben ikinci ihtima le daha çok yaklaştım. Sanırım ABD’nin elinden başka bir şey gelmiyor. Uzun süredir takip ettikleri ilgisizlik siyasetinin sınırlarına geldiler. Ve bu gerçe ğin karmaşasını yaşıyorlar. ABD bir yandan aske ri her türlü angajmandan kaçınmak istiyor. Ama diğer yandan bu kaçınma nedeniyle ikna kabiliyeti çok daha düşük hale geliyor. Suriye’de PYD’ye dayanmak Amerika için ucuz olabilir ancak ucuz etin yahnisi yavan olur. Türkiye bu alan da ABD’yi sıkıştırmaya devam ettikçe ABD’nin elinde müzakere edelim masalından başka bir yön tem kalmıyor. Erdoğan da buradan sıkıştırıyor. Ne kadar süre içerisinde sonuç alır pek bilinmez ama bu haliyle ABD’nin Suriye siyaseti tıkanmış gibi görünüyor.
Ancak yine de ben Türkiye’nin çok aceleci olmayacağını düşünüyorum. Siyasi bir çözüm ara yışı hala diri. Umalım ki, bu baskı sonuç versin. En düşük maliyetle bu işi halletmek hala en iyi ter cih olur. Türkiye kararlı. Sonuç almak için elinden geleni yapacaktır. Sanırım yakın zamanda daha iyi tahminler üretme şansımız olur.
hasan.yalcin@sabah.com.tr SMS: HBY yaz 4122’ye gönder.